Şengül ÇETİN
Köşe Yazarı
Şengül ÇETİN
 

BİZİM SURİYELİLERE İHTİYACIMIZ YOK

Göz açıp kapayana kadar diye bahsedilen şeyler, hayatımızın en önemli anlarını temsil eder. Bir yerde hayat ile memat arasındaki çizgidir… Tıpkı süratle giden bir arabanın, bir – iki saniye içinde yani göz açıp kapayana kadarki zamanda, hurdaya dönmesi gibi… Birkaç defa şahit olduğum gibi, sapasağlam birinin, göz açıp kapayana kadar, kalp krizi veya başka bir sebepten, ahirete intikali gibi… Hepinize merhabalar olsun… Bu Ülke maalesef, kapalı kapılar ardında yönetilir hale geldi, şeffaflık sistemden değil, lügat tan çıkarılmış halde…  TÜİK,  Mahkeme kararına rağmen hala enflasyon sepetini ve hesaplamayı açıklamıyor… İhraç ettiğimiz malların çoğu geri dönüyor. Ama ne beis, içeri satarız mantığı hâkim. Devlet imha edildiğini söylüyor ama inanan kim?  Mitomani hastalığı tüm birimleri ele geçirmiş. Bu kadar mal imha edilse, hiç olmazsa birinin görüntüleri yayımlanamaz mı? Herkesin cebinde kamera var. Bir kişi cep telefonuna kaydetmez mi? Edemez, çünkü yok böyle bir şey… Almanya, Hollanda İtalya derken Bulgar’lar da fıstığımızı iade etti. Ne tesadüf, Mersin gümrüğü, yirmi ton fıstık satış ihalesi açtı… Vatandaş kimsenin umurunda değil. Saray, sebzesini etini tavuğunu kendi yetiştirirse, durumun vahametini siz düşünün… Benden size tavsiye… Ara, ara bazı ürünler çok ucuz olarak, zincir market reklamlarına ve de raflarına giriyor, fazla iltifat etmeyin… Güvenli ortam yok, Esat (Eset) gittikten sonra ülkelerine dönecekler yalanının mumu, henüz yatsı gelmeden söndü. RT ne dedi, “Kalmak isteyenlerin başımız üstünde yeri var”. Bak Efendi… Sana, lazım oldukça, vatandaşlık verip oy devşireceğin kimselere, senin ihtiyacın var ama bizim yok… Yandaş fabrika ve arazi sahipleri, asgari ücretin yarısına iş gücü sağlasınlar diye, Suriyelilere ihtiyaçları var ama bizim yok… Gelelim, hava savunma sisteminden dolayı, Suriye hava sahasına uçak sokamıyoruz yalanına… İsrail uçakları, canı sıkıldıkça girip, Şam’ı bile bombalıyor. Onlara işlemeyen sistem bize niye işliyor? Acaba arkasına mı sığınıyoruz. İsrail gibi, terörist bildiklerinin hepsini bertaraf edemediğimiz, yerin on kat altında bile yok edemediğimiz için mi bu yalana sarılıyoruz… Peki, şimdi bu tehlike ortadan kalktı, niye uçaklar kalkıp, teröristleri dümdüz edemiyor. Çok acı ama Netanyahu’nun tırnağı bile olamıyoruz… Biraz da komiklik… RT geçenlerde, emeklilerle ilgili toplantıda, bizim arkamızdan,  “RT, dürüst adamdı, vicdanlı adamdı, mert adamdı vs. derseniz bu bize yeter” gibi laflar etti. Şahsen benim gözüm, tek varlığı olan yüzüğünde idi. Gözüm kulağım, bugün dediğini, ertesi gün değiştirdiği videolardaydı… Bütün bunlara rağmen şakayı bir tarafa bırakırsak, Türk siyaset tarihi böyle dürüst, böyle sözünün eri, böyle affedici vs. birini görmedi… Gülen yanar, benden uyarı. Bizi Silivri’ye, Metris’e gidip gelmeye sizlere çamaşır vs taşımaya mecbur bırakmayın. Ekonominin düzelmesi çok zor, en azından çalışan ve emeklilerin alım gücünün arttırılması için yapılacak iki iş var. Bunun dışı laf ü güzaftır. Üretim seferberliği ve dolayısıyla artması. İki TÜİK ve piyasa arasındaki makasın kapanması. Bu olay oluşmadığı taktirde ne olur, emekli ve ücretli perişan olur. Niye mi… Piyasa fiyatlamayı, gerçek enflasyona göre yapıyor. Gel gör ki sabit gelirliler TÜİK enflasyonuna tabi. Yani aradaki fark, bizlerin cebinden alınıp, zenginlere aktarılan kısmı temsil ediyor… Aradaki fark, düşen alım gücümüzü temsil ediyor. Olay bu kadar basit. Bunun için ekonomist veya birilerinin kafasının basmaması önemli değil… Bu arada örtülü partizanlıktan da bahsetmeden geçemeyeceğim. Son dönemlerde bir milyon altı yüz bin kamuya memur alınmış. Bu mülakat sistemiyle kimlerin alındığını sokaktaki simitçi bile biliyor… Daha önce alınanları ve de çeşitli mobbing uygulamalarıyla emekli edilenleri de hesaba kattığını daha, neredeyse tamamı yandaş bir kitle oluşturuldu. İşte bu yüzden en düşük kamu çalışanı 42 bin alıyor. Yılbaşı bu rakam 50 bini geçecek… Emekliler ise gözden çıkarılmış durumda. İlaçtan, muayeneden, şurdan buradan ne tırtıklarsak kar mantığı var. Fazla yaşamamaları da istenen durum… Bana kalırsa, Göbels taktiklerini bilen ve uygulayanların, gaz odalarını kurmaları 3-4 yıl emekliliği dolanları buraya tıkmaları en uygun yol olur. Niye mi… Yapılan, reva görülen bundan beter. Hadi hayırlısı. Neyse ki yarın var. Hepinizin yarınları nurlu olsun. Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalın…
Ekleme Tarihi: 29 Aralık 2024 - Pazar

BİZİM SURİYELİLERE İHTİYACIMIZ YOK

Göz açıp kapayana kadar diye bahsedilen şeyler, hayatımızın en önemli anlarını temsil eder. Bir yerde hayat ile memat arasındaki çizgidir… Tıpkı süratle giden bir arabanın, bir – iki saniye içinde yani göz açıp kapayana kadarki zamanda, hurdaya dönmesi gibi… Birkaç defa şahit olduğum gibi, sapasağlam birinin, göz açıp kapayana kadar, kalp krizi veya başka bir sebepten, ahirete intikali gibi… Hepinize merhabalar olsun…

Bu Ülke maalesef, kapalı kapılar ardında yönetilir hale geldi, şeffaflık sistemden değil, lügat tan çıkarılmış halde…  TÜİK,  Mahkeme kararına rağmen hala enflasyon sepetini ve hesaplamayı açıklamıyor… İhraç ettiğimiz malların çoğu geri dönüyor. Ama ne beis, içeri satarız mantığı hâkim. Devlet imha edildiğini söylüyor ama inanan kim?  Mitomani hastalığı tüm birimleri ele geçirmiş. Bu kadar mal imha edilse, hiç olmazsa birinin görüntüleri yayımlanamaz mı? Herkesin cebinde kamera var. Bir kişi cep telefonuna kaydetmez mi? Edemez, çünkü yok böyle bir şey… Almanya, Hollanda İtalya derken Bulgar’lar da fıstığımızı iade etti. Ne tesadüf, Mersin gümrüğü, yirmi ton fıstık satış ihalesi açtı… Vatandaş kimsenin umurunda değil. Saray, sebzesini etini tavuğunu kendi yetiştirirse, durumun vahametini siz düşünün… Benden size tavsiye… Ara, ara bazı ürünler çok ucuz olarak, zincir market reklamlarına ve de raflarına giriyor, fazla iltifat etmeyin…

Güvenli ortam yok, Esat (Eset) gittikten sonra ülkelerine dönecekler yalanının mumu, henüz yatsı gelmeden söndü. RT ne dedi, “Kalmak isteyenlerin başımız üstünde yeri var”. Bak Efendi… Sana, lazım oldukça, vatandaşlık verip oy devşireceğin kimselere, senin ihtiyacın var ama bizim yok… Yandaş fabrika ve arazi sahipleri, asgari ücretin yarısına iş gücü sağlasınlar diye, Suriyelilere ihtiyaçları var ama bizim yok…

Gelelim, hava savunma sisteminden dolayı, Suriye hava sahasına uçak sokamıyoruz yalanına… İsrail uçakları, canı sıkıldıkça girip, Şam’ı bile bombalıyor. Onlara işlemeyen sistem bize niye işliyor? Acaba arkasına mı sığınıyoruz. İsrail gibi, terörist bildiklerinin hepsini bertaraf edemediğimiz, yerin on kat altında bile yok edemediğimiz için mi bu yalana sarılıyoruz… Peki, şimdi bu tehlike ortadan kalktı, niye uçaklar kalkıp, teröristleri dümdüz edemiyor. Çok acı ama Netanyahu’nun tırnağı bile olamıyoruz…

Biraz da komiklik… RT geçenlerde, emeklilerle ilgili toplantıda, bizim arkamızdan,  “RT, dürüst adamdı, vicdanlı adamdı, mert adamdı vs. derseniz bu bize yeter” gibi laflar etti. Şahsen benim gözüm, tek varlığı olan yüzüğünde idi. Gözüm kulağım, bugün dediğini, ertesi gün değiştirdiği videolardaydı… Bütün bunlara rağmen şakayı bir tarafa bırakırsak, Türk siyaset tarihi böyle dürüst, böyle sözünün eri, böyle affedici vs. birini görmedi… Gülen yanar, benden uyarı. Bizi Silivri’ye, Metris’e gidip gelmeye sizlere çamaşır vs taşımaya mecbur bırakmayın. Ekonominin düzelmesi çok zor, en azından çalışan ve emeklilerin alım gücünün arttırılması için yapılacak iki iş var. Bunun dışı laf ü güzaftır. Üretim seferberliği ve dolayısıyla artması. İki TÜİK ve piyasa arasındaki makasın kapanması. Bu olay oluşmadığı taktirde ne olur, emekli ve ücretli perişan olur. Niye mi… Piyasa fiyatlamayı, gerçek enflasyona göre yapıyor. Gel gör ki sabit gelirliler TÜİK enflasyonuna tabi. Yani aradaki fark, bizlerin cebinden alınıp, zenginlere aktarılan kısmı temsil ediyor… Aradaki fark, düşen alım gücümüzü temsil ediyor. Olay bu kadar basit. Bunun için ekonomist veya birilerinin kafasının basmaması önemli değil… Bu arada örtülü partizanlıktan da bahsetmeden geçemeyeceğim. Son dönemlerde bir milyon altı yüz bin kamuya memur alınmış. Bu mülakat sistemiyle kimlerin alındığını sokaktaki simitçi bile biliyor… Daha önce alınanları ve de çeşitli mobbing uygulamalarıyla emekli edilenleri de hesaba kattığını daha, neredeyse tamamı yandaş bir kitle oluşturuldu. İşte bu yüzden en düşük kamu çalışanı 42 bin alıyor. Yılbaşı bu rakam 50 bini geçecek… Emekliler ise gözden çıkarılmış durumda. İlaçtan, muayeneden, şurdan buradan ne tırtıklarsak kar mantığı var. Fazla yaşamamaları da istenen durum… Bana kalırsa, Göbels taktiklerini bilen ve uygulayanların, gaz odalarını kurmaları 3-4 yıl emekliliği dolanları buraya tıkmaları en uygun yol olur. Niye mi… Yapılan, reva görülen bundan beter.

Hadi hayırlısı. Neyse ki yarın var. Hepinizin yarınları nurlu olsun. Allah’a emanetsiniz. Hoşça kalın…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve milhapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2024 bahis siteleri deneme bonusu veren siteler