İbrahim DEMİR
Köşe Yazarı
İbrahim DEMİR
 

SELF DETERMİNASYON BARIŞ GETİRİR Mİ?

Bu hafta boyunca dünyanın gözü Rusya'da idi. Rusya, İkinci Dünya Savaşı'ndan  sonra en fazla toprak ilhakını bu dönemde yaptı. Ukrayna'nın Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinin  Rusya'ya bağlanması için düzenlenen referandum, çok yüksek bir katılımla "evet" ile  sonuçlandı. Ukrayna, Batı ve BM yapılan referandumda  çıkan sonucu tanımayacaklarını açıkladılar. Putin ise Rus halkını  kısmi seferberlik için  cepheye davet ederken; dünyayı da nükleer silah  kullanmakla tehdit etti. İlhak, iki devlet arasında zor kullanılarak alınan toprakların uluslararası hukuk kavramı ile idari eylem üzerinden resmileşmesidir. Putin işgal altındaki bölgeleri Rusya'ya geçirecek imzaları gösterişli bir törenle 30 Eylül'de  attı. İmza töreni  Rus Çarlarının savaş zaferlerini açıkladığı salonda yapıldı.  2014 yılında Kırım'ı Rusya Federasyonu'na dahil eden imza da burada atılmıştı. Kırım, Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya'nın Ukrayna'dan koparılması ile  Ukrayna topraklarının yüzde 20'si Rusya'nın hakimiyeti altına girmiş  oldu. Dört bölgenin Rusya'ya ilhakı sonrası konuşma yapan Putin Batı'ya sert mesajlar verdi. "Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinde yaşayan  insanlar artık bizim vatandaşımızdır." Dedi. Kiev yönetimiyle görüşebileceğini dile getiren Rus lider ancak  "Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya  topraklarının tartışma dışı" olduğunu söyledi.  Adı geçen yerlerin Rus toprağı olduğunu ve buralara saldırı olması durumunda nükleer  silah dahil her şeyi kullanacağını belirtti. Putin blöf yapıyor olabilir mi?  Bu yaşananlar üzerine Ukrayna lideri NATO üyesi devletlerden biri olmak istediğini söyledi. Ukrayna mart, nisan aylarında NATO'ya girmeyeceğini söylerken; ABD de  "biz Ukrayna'yı NATO'ya almayacağız"  derken şimdi Ukrayna NATO şemsiyesi altına girmek  istiyor.  Ukrayna'nın NATO üyesi olması NATO üye ülkelerinin Rusya ile savaşması demektir. Eğer bu çılgınlık yapılırsa yani NATO devreye girerse konvansiyonel  silahlarla yapılan savaş yetersiz kalabilir ve  nükleer savaş gündeme gelebilir. Rusya lideri Putin aldığı toprakları korumak için her şeyi yapacaktır buna taktik nükleer silahları kullanmakta dahil.  Ukrayna'nın Rusya tarafından  işgali ile başlayan mücadele Rusya'nın işgal ettiği toprakları ilhak etmesi ile başka bir boyut kazandı. İlhak, Ukrayna-Rusya  savaşının yıllarca sürebileceğinin göstergesi oldu. Bölgede  hibrit savaşlar başlayacak. Sınırların tanınmadığı, savaş kurallarına uyulmadığı, kadın, çocuk ve bebek dahil herkesin hedef alındığı, İŞİD, El-Kaide gibi Suriye ve Afganistan 'da gördüğümüz grupların ortaya çıktığı, paralı askerler, özel askeri şirketlerin savaşta yer aldığı hibrit savaş yaşanacak. Ukrayna coğrafyasında hibrit savaşın olması  savaşın yıllarca süreceği anlamına gelecektir.  Bu durumda  bölgede özlenen barış mümkün olmayacaktır. Self determinasyon denilen  ulusların kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi hakkı ile  Rusya önce Kırım, şimdi de dört  bölgeyi topraklarına dahil etti.  4 Haziran 2003 tarihinde  TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen İkiz yasalarla halklara, mezheplere yani farklı toplumsal kökenlere sahip olanlara “kendi kaderini tayin etme” hakkı verildi. Demografik üstünlük gerekçe gösterilerek bir yer alınmak istenirse  bir dış desteğinde baskısıyla orada önce  referandum yapılır sonra  o bölgeye özerklik  verilir. Örneğin Rusya'ya katılan  bölgeler gibi. TC Devleti'nin imzaladığı  İkiz Yasalar,  bu hafta Ukrayna da yapılan referandumda olanları bize hatırlatmalı. Türkiye Devleti'nin güvenliği açısından  bu yasalar  derhal kaldırılmalı.  Ukrayna'da yaşananlar ders niteliğinde. Ülkemizde bulunan sığınmacılar konusuna bu açıdan yaklaşmak lazım.  Bugün ülkemizin sınırları dışında yaşananlar yakın bir gelecekte iç güvenliğimizi tehdit edebilir. Şimdiden kimi şehirlerde demografik çoğunluğu ele geçiren sığınmacılar bir dış ülkenin desteği ile önce bölgeyi sonrasında ülkeyi karıştırabilir. Vatan bildiğimiz toprakları terk etmek zorunda kalabiliriz. Binlerce yıllık tarihinde hiç mülteci olmayan Türk Milleti tarihinde ilk kez VATANSIZ kalabilir.
Ekleme Tarihi: 08 Ekim 2022 - Cumartesi

SELF DETERMİNASYON BARIŞ GETİRİR Mİ?

Bu hafta boyunca dünyanın gözü Rusya'da idi. Rusya, İkinci Dünya Savaşı'ndan  sonra en fazla toprak ilhakını bu dönemde yaptı. Ukrayna'nın Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinin  Rusya'ya bağlanması için düzenlenen referandum, çok yüksek bir katılımla "evet" ile  sonuçlandı. Ukrayna, Batı ve BM yapılan referandumda  çıkan sonucu tanımayacaklarını açıkladılar. Putin ise Rus halkını  kısmi seferberlik için  cepheye davet ederken; dünyayı da nükleer silah  kullanmakla tehdit etti.
İlhak, iki devlet arasında zor kullanılarak alınan toprakların uluslararası hukuk kavramı ile idari eylem üzerinden resmileşmesidir. Putin işgal altındaki bölgeleri Rusya'ya geçirecek imzaları gösterişli bir törenle 30 Eylül'de  attı. İmza töreni  Rus Çarlarının savaş zaferlerini açıkladığı salonda yapıldı.  2014 yılında Kırım'ı Rusya Federasyonu'na dahil eden imza da burada atılmıştı. Kırım, Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya'nın Ukrayna'dan koparılması ile  Ukrayna topraklarının yüzde 20'si Rusya'nın hakimiyeti altına girmiş  oldu.
Dört bölgenin Rusya'ya ilhakı sonrası konuşma yapan Putin Batı'ya sert mesajlar verdi. "Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya bölgelerinde yaşayan  insanlar artık bizim vatandaşımızdır." Dedi. Kiev yönetimiyle görüşebileceğini dile getiren Rus lider ancak  "Donetsk, Luhansk, Herson ve Zaporijya  topraklarının tartışma dışı" olduğunu söyledi.  Adı geçen yerlerin Rus toprağı olduğunu ve buralara saldırı olması durumunda nükleer  silah dahil her şeyi kullanacağını belirtti. Putin blöf yapıyor olabilir mi? 
Bu yaşananlar üzerine Ukrayna lideri NATO üyesi devletlerden biri olmak istediğini söyledi. Ukrayna mart, nisan aylarında NATO'ya girmeyeceğini söylerken; ABD de  "biz Ukrayna'yı NATO'ya almayacağız"  derken şimdi Ukrayna NATO şemsiyesi altına girmek  istiyor. 
Ukrayna'nın NATO üyesi olması NATO üye ülkelerinin Rusya ile savaşması demektir. Eğer bu çılgınlık yapılırsa yani NATO devreye girerse konvansiyonel  silahlarla yapılan savaş yetersiz kalabilir ve  nükleer savaş gündeme gelebilir. Rusya lideri Putin aldığı toprakları korumak için her şeyi yapacaktır buna taktik nükleer silahları kullanmakta dahil.
 Ukrayna'nın Rusya tarafından  işgali ile başlayan mücadele Rusya'nın işgal ettiği toprakları ilhak etmesi ile başka bir boyut kazandı. İlhak, Ukrayna-Rusya  savaşının yıllarca sürebileceğinin göstergesi oldu. Bölgede  hibrit savaşlar başlayacak. Sınırların tanınmadığı, savaş kurallarına uyulmadığı, kadın, çocuk ve bebek dahil herkesin hedef alındığı, İŞİD, El-Kaide gibi Suriye ve Afganistan 'da gördüğümüz grupların ortaya çıktığı, paralı askerler, özel askeri şirketlerin savaşta yer aldığı hibrit savaş yaşanacak. Ukrayna coğrafyasında hibrit savaşın olması  savaşın yıllarca süreceği anlamına gelecektir.  Bu durumda  bölgede özlenen barış mümkün olmayacaktır.
Self determinasyon denilen  ulusların kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi hakkı ile  Rusya önce Kırım, şimdi de dört  bölgeyi topraklarına dahil etti.  4 Haziran 2003 tarihinde  TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilen İkiz yasalarla halklara, mezheplere yani farklı toplumsal kökenlere sahip olanlara “kendi kaderini tayin etme” hakkı verildi.
Demografik üstünlük gerekçe gösterilerek bir yer alınmak istenirse  bir dış desteğinde baskısıyla orada önce  referandum yapılır sonra  o bölgeye özerklik  verilir. Örneğin Rusya'ya katılan  bölgeler gibi. TC Devleti'nin imzaladığı  İkiz Yasalar,  bu hafta Ukrayna da yapılan referandumda olanları bize hatırlatmalı. Türkiye Devleti'nin güvenliği açısından  bu yasalar  derhal kaldırılmalı. 
Ukrayna'da yaşananlar ders niteliğinde. Ülkemizde bulunan sığınmacılar konusuna bu açıdan yaklaşmak lazım.  Bugün ülkemizin sınırları dışında yaşananlar yakın bir gelecekte iç güvenliğimizi tehdit edebilir. Şimdiden kimi şehirlerde demografik çoğunluğu ele geçiren sığınmacılar bir dış ülkenin desteği ile önce bölgeyi sonrasında ülkeyi karıştırabilir. Vatan bildiğimiz toprakları terk etmek zorunda kalabiliriz.
Binlerce yıllık tarihinde hiç mülteci olmayan Türk Milleti tarihinde ilk kez VATANSIZ kalabilir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve milhapress.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

deneme bonusu veren siteler 2024 bahis siteleri deneme bonusu veren siteler