6 Şubat 2023 tarihi Türkiye tarihinin en büyük depremi olarak kayıtlardaki yerini aldı. Kahramanmaraş'ın merkez üssü olduğu deprem Adana, Hatay, Gaziantep, Malatya, Osmaniye, Kilis, Şanlıurfa gibi tam 10 ili yıktı... Bu satırlar yazıldığı esnada can kaybı sayısı 2316...
Aslında 1999 depremi aklımızı başımıza getirmişti.Önce Gölcük sonra da Düzce depremleri, depremle yaşamamız gerektiğini bir kez daha öğretmişti. Geçmiş tecrübelerden ders alınması gerektiğini hatırlatmıştı.
Siyasi irade, kamu yönetiminde yer alan görevliler, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve vatandaşlarımız bu gerçekle yüzleşilmesi gerektiğinin farkına varmıştı.
Gerçekten de söz konusu deprem sonrasında yeni binaların yapımıyla ilgili önemli düzenlemelere gidilmişti.
Mevzuatta kayda değer düzenlemeler yapıldı ve katı kurallar getirildi. Yeni inşa edilen binaların daha dayanıklı olması sağlandı. İlk başlarda tüm binaların depreme dayanıklılıklarıyla ilgili tespit çalışması yapılacaktı. Dayanıksız binalar yıkılacaktı.
Önemli adımlardı bunlar.Zira kaçınılmaz bir gerçek olan deprem engellenemeyeceğine göre hazırlıklı olmaktan başka çare yoktu.
Ancak, yönetimlerin de vatandaşların da önemli bir hastalığı vardı. O da yeni bir deprem oluncaya kadar unutmak.Belki ekonomik durumlar belki de başka öncelikler yapılması gerekenlerin ötelenmesine yol açtı.
Unutulmamalıdır ki, deprem bir doğa olayıdır ve engellemek mümkün değildir. Yapılacak şey, gerekli önlemleri alarak vereceği zararı ve tahribatı azaltmaya çalışmaktır. Ötesi yok.
Bunun için de depreme hazırlık hep öncelikli gündem olmalıdır. Hep ülkemizi yönetenler açısından hem de vatandaşlar açısından. Ne yazık ki, tarihteki depremlerden alınması gereken dersler unutma hastalığına yenik düşerken, 'plansız planlı' yapılaşmalara yönelik taleplerde azalma hiç olmadı.
Yeni yerleşim alanları belirlenirken, sermayeye hükmedenlerin daha fazla kazanma hırsı deprem gerçeğiyle yüzleşmenin önüne geçti. Depreme dayanıklılık testlerinde ortaya çıkan maliyete katlanmak bile zor geldi. Bırakın yıkıp yenisini yapmayı...
Kentsel dönüşüm hususu daha fazla para kazanılacak yerlerde ilgi gördü. Asıl ihtiyaç olan bölgeler müteahhit firmalardan ilgi görmediği gibi bina sahipleri de konuya deprem gerçeği penceresinde yaklaşamadı belki de...
Başka vilayetlerde de farklı değildir herhalde. Şüphesiz sayısız cümle kurulabilir. Uzmanların görüşleri doğrultusunda birçok tespit buradan paylaşılabilir. Ama ne yazık ki, bir süre sonra deprem gerçeği yeni bir depreme kadar gündemimizden düşecektir.
*
SEÇİMLER ERTELENEBİLİR
Seçimleri kaybedeceğini gören AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan bana göre deprem felaketini bahane ederek seçimleri belirsiz bir tarihe kadar erteleyecek...
Zira Cumhurbaşkanının savaş, doğal afet gibi olağanüstü durumlarda seçimleri 1 yıl erteleme yetkisi var. Bir kaç güne kalmaz bunun Erdoğan tarafından gündeme getirileceğini düşünüyorum...
Bildiğiniz gibi 7 gün süreyle milli yas ilan edildi. Bu milli yasın bitiminin ardından Erdoğan'ın OHAL kararını ilan ederek seçimleri 1 yıl sonraya erteleyeceğini düşünüyorum.
Adam o koca sarayı başkası gelsin otursun diye mi yaptırdı sanıyorsunuz? Kaybedeceği seçime girer mi sizce? Elinde ne kadar koz varsa hepsini oynayacak tabi... Cumhurbaşkanı ile aynı görüşte olmayabiliriz ama gelmiş geçmiş en iyi siyasetçilerden biri olduğu ortada. Seçim kaybetmektense OHAL ilan edip seçim erteletmek daha doğru hamle olur. Zaten gelecek yıl yerel seçimler de var. O seçimlerle birlikte yapmayı düşünecektir...