Türkiye'de çok şeyler oluyor. Hatta darbe yıllarında olmayan şeyler bile oluyor. Ama Saray ve partisi adeta, 'ben görmedim, duymadım, bilmem' havasında. En son AKP sözcüsü Ömer Çelik; 'Yargısal süreçlerle Cumhurbaşkanımızı ilişkili göstermeye çalışması bir siyasi yalan kampanyasıdır' bile dedi. Sayın Çelik! Her gün muz cumhuriyetinde bile olmayacak şeyler oluyor ülkemizde. Kim, ilişkili? Sizce, yargıda gerçekleşen gözaltılar, tutuklamalar, yandaş medyadaki bin bir komplo teorileri, valiler, kaymakamlar ve emniyet yetkililerinin anayasaya ve kanunlara rağmen aldıkları kararlar, yaptıkları icraatlar Sayın Erdoğan'ı zor duruma düşürmek, itibarını zedelemek için mi yapılıyor? Buyurun cevap verin? Bu ülkede kanunlar mı hakim? Yoksa tek adam ve tek adama yaranma gayretinde olan Sayın Erdoğan'ın tabiri ile 'kraldan çok kralcı davrananlar' yani kuklacılar mı? Sahi bu ülkede neler olduğunun, neler yaşandığının haberi Saray'a ulaşmıyor mu? Sayın Çelik! Bu ülkede insanlar, deprem korkusuyla sokaktalar. Emeğinin, alın terinin gasp edildiği için sokaktalar. Temel hakları elinden alındığı için sokaktalar. Sağlıkçılar, öğretmenler, işçiler, çiftçiler, öğrenciler vs. herkes sokakta. Parti liderlerine çekilen operasyonlar nedir? Kenan Evren dirildi de haberimiz mi? Kaybettiğiniz belediyelere sistematik kayyumlar nedir? Siyasi kaybınızı yargı eli ile telafi etmeye mi çalışıyorsunuz? Recep Tayyip Erdoğan çok önceleri şöyle: "Eğer bir ülkede halk bunalmış ve ellerini semaya açarak adalet çığlığı atar hale gelmişse oradaki yargı sisteminde bir sorun var demektir" diyordu.  Sözlerini hakikate mi çeviriyor? BTP-Karaman Dün haber bültenlerine son dakika olarak, 'Bağımsız Türkiye Partisi Karaman olağan kongresi engellendi' haberi düştü. Ne olduğunu bizzat il kongresine giden BTP Lideri Hüseyin Baş açıkladı: "Bugün Karaman'da demokrasimiz adına kara bir leke daha yaşandı. Bağımsız Türkiye Partisi olarak, Karaman İl Kongremizi yapmak üzere bir ay öncesinden tüm resmi işlemleri tamamladık. Salonun sözleşmesi yapıldı, ücreti ödendi, hazırlıklar tamamlandı. Halkımıza davetler yapıldı, davetlilerimiz salonun önüne geldi. Ancak kongre günü, Karaman İl Kültür Müdürü tarafından "Yukarıdan talimat var" denilerek salonumuzun kapısı açılmadı. Sandıklar kapıda, millet kapıda, ama kapılar demokrasiye kapatıldı! Bu yapılan sadece bir siyasi partiye değil, doğrudan millet iradesine bir müdahaledir. Bu yapılan, Anayasa'ya ve Türk Ceza Kanunu'na aykırı açık bir siyasi engellemedir. Biz, BTP olarak buradayız. Kapılar kapansa da umutlarımızı kapatmıyoruz. İrademize vurulan her zinciri daha güçlü bir demokrasi mücadelesine çeviriyoruz. Suç işleme pahasına kongremizi engellemeye kalkanlar hakkında hukuki süreci başlattık. Ve buradan herkese sesleniyoruz: Korkmuyoruz, susmuyoruz, alışmıyoruz!" Neden bu karar alındı? 'Bakın arkadaşlar Türkiye öyle bir noktaya geldi ki bugün, Bağımsız Türkiye Partisi'nin il kongresini engelleyenler, bu seçimi yaptırtmayanlar yarın sizin genel seçiminizi de etkiler, o seçimi de yaptırtmaz. Bu demokrasinin kara bir lekesidir. Buradan şu çağrıyı yapıyorum; artık yeter. Ülkenin üzerine kara basan,  bir kabus gibi çökmüş bu iktidarı biz artık istemiyoruz ve bir an evvel buraya getirmediğiniz sandığı,  Türkiye'deki bütün okullara getirin ve o erken seçimi yapalım. R. T. Erdoğan üçüncü kez aday olamaz Biz diğer partiler gibi 'gel aday ol' da demiyoruz. Kusura bakmayın, Sayın Cumhurbaşkanım üçüncü kez aday olamazsınız! Getirin seçimi, adayınızı belirleyin ve o seçimi yapalım. Millet göstersin; artık bu ülke AK Parti iktidarını istiyor mu, istemiyor mu? Tarihi çağrı Türkiye'deki muhalefet artık amasız, fakatsız bu hukuksuzluğun karşısında bir ve beraber olmak zorundadır. Bu hukuksuzluğun karşısında, hukuki zeminde bir ve beraber mücadelesini sürdürmek zorundadır. Buradan Sayın Özgür Özel'e Sayın Müsavat Dervişoğlu'na, Sayın Ümit Özdağ'a (içeride ki Salı günü duruşmasında ben de var olacağım) ve Sayın Muharrem İnce'ye amasız, fakatsız Türkiye'nin demokrasi zemininde buluşmayı teklif ediyorum. Bugün benim seçimimi engelleyen yarın sizin Cumhurbaşkanlığı seçiminizi engelleyecek. Bu kara lekeyi hep beraber temizleyeceğiz." (BTP lideri Hüseyin Baş) PKK kongresi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Katar'dan; "(Suriye'de) DEAŞ nasıl sistemden çıktıysa PKK da sistemden çıkacaktır. Ya kendi isteğiyle; barış içerisinde, sulh içerisinde çıkacak. Ya da başka türlü çıkacak' cümlelerini kurduğu sırada 'kırmızı çizgimiz' dedikleri Fırat'ın doğusunda da 'Suriye'deki Kürtlerin' geleceğine ilişkin konferans bir düzenleniyordu. Bu konferansa daha düne kadar 'terörist' dediğimiz hemen herkes katılmış ya da mesaj göndermişti. PKK/PYD yetkilisi Eldar Halil, Suriye'deki Kürt partilerinin, Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından ülkenin geleceği için ortak bir vizyon sunmayı amaçladıklarını söyledi. Halil, Kürtler ülkenin önemli bir bileşeni olduğu için "Suriye'nin geleceği için bir çözüm ve proje önerisi sunmaları gerekir" dedi. Halil, federalizm konusunun "masadaki önerilerden biri" olduğunu ekledi. Türkiye'de ise Bağımsız Türkiye Partisi'nin il kongresinin yapılmasına müsaade edilmedi! BTP Lideri Sayın Baş ise 'Terör örgütünün kongre yapmasına müsaade var ama 23 yıllık siyasi partimiz BTP'nin kongre yapmasına izin yok. Neymiş yukardan talimat varmış! Yukardan değil aşağıdan talimat almayı öğreneceksiniz. Demokrasiler böyledir' dedi.