Aynı filmi aynı heyecan ile izlemek, aynı tepkileri vermek gerçekten çok ilginç! Irak'ta Saddam'ın, Libya'da Kaddafi'nin heykellerini, kendi insanları yıktı. Sevinç gösterileri malumunuz.  Oysa ne Irak'a ne de Libya'ya demokrasi, özgürlük, huzur filan gelmedi. Dahası Saddam ve Kaddafi döneminde yaşanmayan vahşetler, acılar yaşandı ve bu ülkeler bölündü.   Şimdi Esad heykelleri yıkılıyor. Yine aynı sevinç gösterileri.  Zannediyor musunuz ki, Suriye'ye barış, özgürlük, huzur gelecek, toprak bütünlüğü ile güçlü bir devlet ortaya çıkacak!  Üzgünüm ama daha kanlı günler Suriye'yi bekliyor ve bu kan, Irak'ta, Libya'da kalmadığı gibi Suriye'de de kalmayacak, yayılacak.  Kimler sevindi? Saddam yıkıldığında ABD, İsrail, İngiltere, Fransa ve diğer batı devletleri ve de Erdoğan sevindi. Kaddafi yıkıldığında da ABD, İsrail, İngiltere, Fransa ve diğer batı devletleri ve de Erdoğan sevindi. Şimdi Esad yıkıldı. Yine ABD, İsrail, İngiltere, Fransa ve diğer batı devletleri ve de Erdoğan sevindi. Bu durum  Ümit Özdağ Hoca'nın da dikkatini çekmiş olmalı ki ''Bu sevinenler ne içtiler de sevinç çığlıkları atıyorlar?'' diye sordu. Biz, sevinmedik mi? Nasıl sevinebilirim ki! Senarist belli. Film aynı, sahneler aynı. Kaybedenler ortada. Saddam, Kaddafi, Esad kaybetti. Ama film devam ediyor. Sırada kim, var?  Siz söyleyin, sıra yavaş yavaş benim ülkeme, benim devletime geldiğini bile bile nasıl seviyeyim? Biz, bu filme itiraz ediyoruz.  Orta Doğu'da ne zaman Amerika, elini bir yere attıysa bu İsrail'in faydasına oldu, AK Parti hükümeti buna maşa oldu ve Orta Doğu'da 20 yıldır kan durmadı.  ABD ne zaman nereye sulandıysa orası mahvoldu. Şimdi biz, devlet aklına muhalefet etmiş oluyormuşuz! Çok büyük bir plan varmış ve bu, devletin âli çıkarlarıymış. Biz buna muhalefet ettiğimiz için kötü adam oluyoruz!  Ben biliyorum ki sen, samimi değilsin, sen oraya gidiyorsun ABD'nin aklıyla. Sen oraya gidiyorsun İsrail'in aklıyla ve buna 'Müslümanlık adına' diyorsun. Bugün Türkiye'de bu harekâtı savunan kardeşlerimize söylüyorum; Siz, ABD'nin istediğini yapıyorsunuz. Siz, İsrail'in istediğini yapıyorsunuz. Sizin yaptığınız sözcülük Amerikan sözcülüğüdür..." İşte ispatı Asrın Lideri Sayın Erdoğan 2022'de The Economist için kaleme aldığı makalede; 'Türkiye 70 yıldır NATO'nun gururlu ve vazgeçilmez bir üyesi olmuştur' cümlesini kurarken Putperest Çin devlet başkanı Şi Cinping; "Ukrayna'dan Afganistan'a, Irak'tan Libya'ya kadar NATO, bu bölgelere ve halklarına savaş ve felaket getirdi" diyordu. NATO'nun sahibi ABD'nin, NATO Eski Komutanı Orgeneral Wesley Clark ise 2007 yılında yaptığı bir röportajda, "Beş yıl içerisinde Irak'la başlayan sonrasında Suriye, Lübnan, Libya, Somali ve Sudan'la devam edip İran'la bitecek yedi ülkeyi dağıtacağız" demişti. Onlar dediklerini yaptılar. Milyonlarca Müslüman katledildi, devletler parçalandı. Ben nasıl sevineyim? İsrail de sevindi İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, Beşar Esad'ın düşüşünü "tarihi bir gün" olarak nitelendirip, bunun İsrail'in Esad'ın destekçileri İran ve Lübnan'daki Hizbullah milislerine yönelik askeri saldırılarının bir sonucu olduğunu ifade etti. Netanyahu, İsrail'in güvenliğini sağlamak için bölgedeki tampon bölgeleri ele geçirmeleri yönünde orduya talimat verdiğini söyledi. İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi: "Bu geceden itibaren ana savaş cephesi Suriye'ye taşınacak.  Suriye cephesinde savaşmaya başlayacağız.  Kimsenin sınırlarımıza ulaşmasına izin vermeyeceğiz" diyerek Suriye işgali başladılar. Karadan Suriye topraklarına giren İsrail, havadan da Şam'daki bütün nüfus kayıtları, belgeleri yok etmek için yok resmi kurumları, pasaport ve göçmen ofislerini bombalıyor, haberleri geliyor.  Uzmanlar, İsrail'in, Şam'ın güneyinde Suriye güneybatısında 14 km derinlikte bir alanı işgal ettiklerini ve ilerleyişin devam ettiğini vurgulayarak, İsrail'in hedefinin doğuda PKK/PYD terör örgütüyle birleşecek ve Kuzey Irak'tan, Suriye'nin kuzeyinden güneye Akdeniz'e açılan bir koridor açmayı hedeflediğini açıklıyorlar.  Böyle bir tabloya ben, nasıl sevineyim? Ülkemizdeki Suriyeliler Ülkemizin birçok ilinde yüzbinlerce Suriyeli, 'Esad devrildi' diye sokaklara çıktı. Medya bu sevinç gösterileni sıradan bir haber olarak yayınlıyor. Oysa bu gösteriler, ülkemizin planlı istilasının görüntüleri.  Allah korusun(!) yarın bir gün birileri, bu kalabalıkları farklı amaçlar için sokağa sürerse ne yapacağız? Bugün kayyum atanan belediyelerin, gösteri yapan üniversite öğrencilerinin, hak isteyen öğretmenlerin, Ankara'ya yürümek isteyen emekçilerin karşısına yüzlerce, binlerce polis ile kalkan kuran sayın iktidarımız, bahsettiğim olası tehdit karşısında ne yapacak? Ben, sevinilecek bir tablo görmüyorum. Bir an önce emperyalistlerin kurguladığı bu filmden çıkıp, kendi senaryomuzu yazmamız şarttır. Yoksa sıra bize geliyor.