Anasayfa
Yazarlar
İbrahim DEMİR
Yazı Detayı
Bu yazı 214+ kez okundu.
TÜRKİYE KUMAR MASASINDA
Mehmet Şimşek'in uyguladığı neoliberal kapitalist ekonomi politikaları, iktidar da, muhalefet de, kendilerini ekonomist olarak tanımlayan liberal ekonomi şakşakçıları da öve öve bitiremiyorlar. Yıllarca eleştirdikleri IMF ile Mehmet Şimşek konusunda aynı görüşte olmaları da onları bir türlü ayıktırmadı.
Peki, ne yaptı 1 yıllık bakanlığı süresinde Sayın Şimşek? Faiz artırdı, bütçe açıklarını vergi artışlarıyla kapatmaya çalıştı, kamuda tasarruf adı altında vatandaşın haklarını, devletin millet için yatırımlarını kıstı, asgari ücretliye ara zam, emekliye seyyanen zam yok dedi, Merkez Bankası'nın eksi rezervlerini borçla, sıcak parayla artıya geçirmeye çalıştı vs vs.
Üretim artışı var mı? Yok. Vatandaşın refahında bir artış var mı? Yok, tam tersi. Devletin imkanlarında bir artış var mı? Hayır. Peki, Şimşek'in ortaya koyduğu uygulamalar kime, neye hizmet ediyor? Şimşek küresel fon sahiplerine cazip kâr ve faiz fırsatları sunarak ülkemize sıcak para getirmelerini sağlıyor. Hikayenin özeti bu.
Bu yabancı fonların paraları, ülkemize bir şeyler katmak, katma değer üretmek için gelmiyor, ülkemizden ve vatandaşlarımızın cebinden bir şeyler götürmek için geliyor. Bu manada Sayın Şimşek, vatandaşların sıkıntılarını gidermek için vazifeli bir bakandan ziyade, yabancı fonların ülkemizdeki CEO'su gibi, bir kayyum gibi, düyun-u umumiye komiseri gibi davranıyor.
Bakan Şimşek, ülkemize sıcak parayı sokarak belki de kısa süreli de olsa yalancı bir baharı yaşatacak ama peki ya sonrası?
Bu sıcak para girişinin bir de çıkışı olacak, işte o zaman tam bir felaket.
2025 yılında küresel piyasa koşullarına bağlı olarak, sıcak paranın Türkiye'yi hızla terk edebileceğini düşünüyorum.
Türkiye'nin rezerv birikimini ve cari açığındaki trendi izliyoruz. 2023'te bütçe açığı oldukça büyüktü. Piyasa, para politikasına ve yüksek seviyede kalan enflasyonun gelişimine son derece duyarlı olacak.
Dikkate aldığımız bir konu da kısa vadeli dış borçların brüt rezervi karşılama oranıdır. Kısa vadeli dış borçları 200 milyar dolar olarak tahmin ettik. Brüt rezervler halen bunun yüzde yüzünü karşılamıyor.
Türkiye'nin kendi rezervlerini, iç bankalardan alınan borçlar veya yurt dışı yerleşiklerden alınan swaplar yerine yurt içinde biriktirmesi gerekecek.
Politika faizinin yüzde 50'ye çıkması, birikimlerinizi TL'ye kaydırmayı oldukça cazip kılıyor. Böylelikle döviz mevduatlarının TL'ye kaydırılması eğilimini görüyoruz.
Sanırım zorluk daha çok 2025'te olacak çünkü döviz kurundaki artış enflasyonun altında. Bu da giyim, tekstil gibi önemli ihracat sektörlerinin rekabet gücünü gerçekten olumsuz etkilemeye başlayabilir, ayrıca turizmi de bir dereceye kadar etkiler.
Şu anda döviz kuru, enflasyonun düşmesindeki referans noktası. Mevcut politika veya strateji, döviz kurunun reel anlamda oldukça güçlü tutulması gibi görünüyor. Bu da rekabet gücünü etkileyebilir.
Türkiye'nin yerel piyasalarına yabancı ilgisinin arttığını görüyoruz. Şirket tahvili piyasasında aşağı yönlü faiz eğrisi var. Ancak bu paranın çoğu oldukça spekülatif para. Yabancılar, Türkiye'ye taşıma oranı çok çekici olduğu için geliyor. Bu durum, 2025'te sonlanabilir ve yabancı çıkabilir.
Önemli olan içeri giren paranın kalıcı olması. Sanırım bu büyük bir zorluk. Daha fazla doğrudan yatırımı nasıl çekersiniz? Bu, gelecekteki kredi notunu etkileyebilir.
2025 yılında küresel piyasa koşullarına bağlı olarak, paraların Türkiye'yi de hızla terk edebileceğini düşünüyorum. Örneğin Mısır...
Mısır'da yaşanılan şuydu: 2020-2021'de önemli portföy girişleri görülmüştü. 2022'de ise bazı büyük çıkışlar olmuştu. Benzer şekilde Türkiye'de de böyle bir durum yaşanabilir. Bence bu para gidecek.
Bu yüzden de Türkiye kalıcı ve doğrudan yatırımı çekmeli ve sermayeyi yeniden temel alarak inşa etmeli. Türkiye'nin avantajlarına yatırım yapılmalı. Genç bir nüfusa sahip, dirençli bir ekonomi. Dolayısıyla Türkiye'ye daha fazla doğrudan yatırım yapılmasını görmek güzel olurdu.
Tabiri caizse, kumar oynuyorlar ve kumar masasında Türkiye var.
Ekleme
Tarihi: 13 Haziran 2024 - Perşembe
TÜRKİYE KUMAR MASASINDA
Mehmet Şimşek'in uyguladığı neoliberal kapitalist ekonomi politikaları, iktidar da, muhalefet de, kendilerini ekonomist olarak tanımlayan liberal ekonomi şakşakçıları da öve öve bitiremiyorlar. Yıllarca eleştirdikleri IMF ile Mehmet Şimşek konusunda aynı görüşte olmaları da onları bir türlü ayıktırmadı.
Peki, ne yaptı 1 yıllık bakanlığı süresinde Sayın Şimşek? Faiz artırdı, bütçe açıklarını vergi artışlarıyla kapatmaya çalıştı, kamuda tasarruf adı altında vatandaşın haklarını, devletin millet için yatırımlarını kıstı, asgari ücretliye ara zam, emekliye seyyanen zam yok dedi, Merkez Bankası'nın eksi rezervlerini borçla, sıcak parayla artıya geçirmeye çalıştı vs vs.
Üretim artışı var mı? Yok. Vatandaşın refahında bir artış var mı? Yok, tam tersi. Devletin imkanlarında bir artış var mı? Hayır. Peki, Şimşek'in ortaya koyduğu uygulamalar kime, neye hizmet ediyor? Şimşek küresel fon sahiplerine cazip kâr ve faiz fırsatları sunarak ülkemize sıcak para getirmelerini sağlıyor. Hikayenin özeti bu.
Bu yabancı fonların paraları, ülkemize bir şeyler katmak, katma değer üretmek için gelmiyor, ülkemizden ve vatandaşlarımızın cebinden bir şeyler götürmek için geliyor. Bu manada Sayın Şimşek, vatandaşların sıkıntılarını gidermek için vazifeli bir bakandan ziyade, yabancı fonların ülkemizdeki CEO'su gibi, bir kayyum gibi, düyun-u umumiye komiseri gibi davranıyor.
Bakan Şimşek, ülkemize sıcak parayı sokarak belki de kısa süreli de olsa yalancı bir baharı yaşatacak ama peki ya sonrası?
Bu sıcak para girişinin bir de çıkışı olacak, işte o zaman tam bir felaket.
2025 yılında küresel piyasa koşullarına bağlı olarak, sıcak paranın Türkiye'yi hızla terk edebileceğini düşünüyorum.
Türkiye'nin rezerv birikimini ve cari açığındaki trendi izliyoruz. 2023'te bütçe açığı oldukça büyüktü. Piyasa, para politikasına ve yüksek seviyede kalan enflasyonun gelişimine son derece duyarlı olacak.
Dikkate aldığımız bir konu da kısa vadeli dış borçların brüt rezervi karşılama oranıdır. Kısa vadeli dış borçları 200 milyar dolar olarak tahmin ettik. Brüt rezervler halen bunun yüzde yüzünü karşılamıyor.
Türkiye'nin kendi rezervlerini, iç bankalardan alınan borçlar veya yurt dışı yerleşiklerden alınan swaplar yerine yurt içinde biriktirmesi gerekecek.
Politika faizinin yüzde 50'ye çıkması, birikimlerinizi TL'ye kaydırmayı oldukça cazip kılıyor. Böylelikle döviz mevduatlarının TL'ye kaydırılması eğilimini görüyoruz.
Sanırım zorluk daha çok 2025'te olacak çünkü döviz kurundaki artış enflasyonun altında. Bu da giyim, tekstil gibi önemli ihracat sektörlerinin rekabet gücünü gerçekten olumsuz etkilemeye başlayabilir, ayrıca turizmi de bir dereceye kadar etkiler.
Şu anda döviz kuru, enflasyonun düşmesindeki referans noktası. Mevcut politika veya strateji, döviz kurunun reel anlamda oldukça güçlü tutulması gibi görünüyor. Bu da rekabet gücünü etkileyebilir.
Türkiye'nin yerel piyasalarına yabancı ilgisinin arttığını görüyoruz. Şirket tahvili piyasasında aşağı yönlü faiz eğrisi var. Ancak bu paranın çoğu oldukça spekülatif para. Yabancılar, Türkiye'ye taşıma oranı çok çekici olduğu için geliyor. Bu durum, 2025'te sonlanabilir ve yabancı çıkabilir.
Önemli olan içeri giren paranın kalıcı olması. Sanırım bu büyük bir zorluk. Daha fazla doğrudan yatırımı nasıl çekersiniz? Bu, gelecekteki kredi notunu etkileyebilir.
2025 yılında küresel piyasa koşullarına bağlı olarak, paraların Türkiye'yi de hızla terk edebileceğini düşünüyorum. Örneğin Mısır...
Mısır'da yaşanılan şuydu: 2020-2021'de önemli portföy girişleri görülmüştü. 2022'de ise bazı büyük çıkışlar olmuştu. Benzer şekilde Türkiye'de de böyle bir durum yaşanabilir. Bence bu para gidecek.
Bu yüzden de Türkiye kalıcı ve doğrudan yatırımı çekmeli ve sermayeyi yeniden temel alarak inşa etmeli. Türkiye'nin avantajlarına yatırım yapılmalı. Genç bir nüfusa sahip, dirençli bir ekonomi. Dolayısıyla Türkiye'ye daha fazla doğrudan yatırım yapılmasını görmek güzel olurdu.
Tabiri caizse, kumar oynuyorlar ve kumar masasında Türkiye var.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.