Acılarla dolu 2023 yılını geride bıraktık, 2024'e adım attık.
Halbuki Cumhuriyetin 100'üncü yılı olan 2023'e ne umutlarla başlamıştık.
Gelen gideni aratıyor cinsinden bir yıl oldu 2023…
İnşallah 2024, 2023 gibi olmaz; ülkemizin ve Türk milletinin çözümle buluştuğu, birlik ve beraberliğin yeniden tesis edildiği, dahili ve harici tüm problemlerin giderildiği, insanımızın haklarına kavuştuğu ve hakların doya doya yaşandığı bir yıl olur 2024…
Umudun sınırı olur mu, olmaz, biz de umut ediyoruz işte...
Ama şu gerçeği de biliyoruz ki; yaşayacağımız şeyleri tercihlerimiz belirliyor.
Bizlerin de tercihi doğrudan yana, çözümden yana, sorunları çözecek olandan yana olmalı ki, 2023'ün acılarını daha artan bir vaziyette yaşamayalım.
2023'ün acılarından ders çıkaralım ki, yaşadığımız tarihin zifiri karanlık tarafı tekrar tekrar tekerrür etmesin.
2023'e genel olarak baktığımızda ilk hatırımıza gelen şey elbette ki Kahramanmaraş merkezli depremler…
Başta Kahramanmaraş ve Hatay olmak üzere 11 ilimizi yerle bir eden bu depremlerde can kaybımız büyük oldu. Resmi verilere göre, 50 binin üstünde insanımız hayatını kaybetti. Ama bölge kapsamında GSM operatörlerinde kaydı silinen vatandaşlarımızın sayısı 400 bini geçiyor.
Binlerce bina yıkıldı ve hala enkaz altından ceset çıkartılıyor.
Depremlerin üzerinden 1 yıla yakın zaman geçmesine rağmen yaralar sarılabilmiş değil. Bölge insanı ciddi bir mağduriyet yaşıyor ve hala çadırlarda, konteynır evlerde yaşam mücadelesi veriyorlar.
Kahramanmaraş depremleri bizlere iki önemli gerçeği gösterdi: Türkiye depreme hiç hazırlıklı değil ve Türkiye deprem sonrasına da hiç hazırlıklı değil.
Ülkemiz adeta fay hatları üzerine kurulmuş olmasına rağmen, binalar uygun zeminlere yapılmıyor, malzemeden çalınıyor, uygun olmayan binalara ruhsat veriliyor, imar affı çıkartılıyor ve daha niceleri…
Dikkat ederseniz yıkılan binaların sorumluları tepeden tırnağa birçok kişi…
Peki, gerekli cezalar veriliyor mu? Sadece yakalayabildikleri müteahhitlere, diğer suçlular aynen devam…
Deprem sonrası ise, ne arama kurtarma çalışmaları başarılı, ne de evleri enkaza dönüşmüş insanların yeniden yaşama dönüşünün sağlanması…
Açlık sınırında maaşa talim eden insanlara kentsel dönüşüm için "Pamuk eller cebe" deniliyor. Vatandaşların bu mağduriyeti de ranta dönüştürülmeye çalışılıyor.
Bu kafayla bizler asla depremlere hazırlıklı olamayız ve yine binlerce bina yıkılır, on binlerce, hatta yüz binlerce vatandaşımızı göz göre göre kaybetmeye devam ederiz.
2023'e baktığımızda diğer önemli bir gündem ise elbette ki Mayıs ayında geçirdiğimizi seçimler... Dedim ya, yaşayacaklarımızı tercihlerimiz belirliyor. Yine AKP ve Tayyip Erdoğan zihniyetini iktidar eden milletimiz faiz artışları, yüksek enflasyon ve daha niceleri ile boğuşmaya devam ediyor...
Recep Tayyip Erdoğan'a koşa koşa oy atmaya giden emekli hacı amcalar ve hacı teyzeler 7500 TL maaşa mahkum kalınca acaba gözleri açıldı mı bilmiyorum bunu yerel seçimlerde göreceğiz...
2023'e baktığımızda, daha birçok önemli olaydan bahsedebiliriz: Hutbelerde unutulan Atatürk, Atatürk'e saldırılar, ekonomideki gelişmeler, faiz artışları, yüksek enflasyon, para arayışları, şehit haberleri ve daha niceleri…
Ve bence en önemli gündem yine olduğu gibi Zafer Partisi... Her türlü engellemeye ve örtülmeye rağmen Ümit Özdağ Hocamız liderliğinde sessiz sedasız büyümeye devam ediyor... Ümit Hoca'yı gizlemeye çalışanlar milletle buluşmasının önünü kesmeye çalışıyor… Hem problemleri çözemiyorlar, hem de çözecek olana yol açmıyorlar. Umut ederim ki Prof. Dr. Haydar Baş Hoca'ya yapılan vefasızlığı Prof. Dr Ümit Özdağ Hoca'ya da yapmayız. Bu değerli iki insan sadece Türk Milleti'nin refahı için elindekini avucundakini feda etti / ediyor...
2024 çok önemli bir çözüm yılı olabilir ama millet olarak "Prof. Dr. Ümit Özdağ", " Zafer Partisi", ve "Ne Mutlu Türküm" diyebilirsek.
İnşallah önümüzdeki yerel seçimler buna vesile olur.