Mart ayına girdiğimiz gün Tarım Bakanlığı her ay olduğu gibi gıdalarda hile yapan işletmeleri ve firmaları ifşa etti.
Toplamda 779 firma Bakanlık tarafından ifşa edildi...
Ancak bu ay ki listede Buharkentli bir işletme vardı. ''Aşçım Umut''...
Aşçım Umut isimli firma pide iç malzemesinde ''domuz eti tespit edilmesi'' sebebiyle listede yer almıştı.
Gazeteci olarak bu haberi atlayamazdık. Kamuoyunun bu olayı öğrenmekte menfaati bulunduğu için bu haberi yaptık.
Haberimiz oldukça ses getirdi. Bizden sonra yerel ve ulusal birçok gazete ve haber sitesi bu haberi yaptı.
Hem de ''Gıda teröristleri'' diye manşet atarak...
Sosyal medyada günlerdir bu konu konuşuluyor.
Haberimizin ardından işletmeci şahıs polis merkezinde hakkımızda şikayetçi oldu. Mesele fotoğraf kullanmamız...
Şimdi şöyle deli sorular geliyor aklıma...
15 Temmuz'da darbeye teşebbüs eden Fetöcü köpeklerin fotoğrafları çarşaf çarşaf yayınlanmadı mı?
Kadın cinayetlerinde o kadınlara kızlara kıyan o katillerin fotoğrafları yayınlanmıyor mu?
Tosuncuk lakabı takılan Mehmet Aydın Çiftlikbank soruşturması sürecinde Uruguay'a kaçtığında
haberlerde fotoğrafı da görüntüleri de yayınlandı değil mi?
Ya da bir belediye başkanı bir milletvekili yolsuzluk yaptığında fotoğrafı kullanılmıyor mu?
O zaman ''Pardon yolsuzluk yapmışsınız, resminizi kullanabilir miyiz?'' mi diyeceğiz?
İşte mesele basın hürriyeti ve kamuoyunun menfaatidir.
Ancak özellikle yandaş tabir edilen medya da şahsı aklama çabalarını hayretle izliyorum... ''Minareler süngümüz...'' diyerek iktidara gelen bir siyasi akımın geldiği son nokta oldukça şaşırtıcı.
Bu konuda şunu da yazıp bitireceğim...
Aşçım Umut konusunda haberi yaparak üzerimize düşen vazifeyi yaptığımıza inanıyorum.
Bu saatten sonra o dükkana giden gider, gitmeyen gitmez... Artık kimin midesi alıyorsa....