Vatanı sevdiklerini iddia ediyorlarfakat vatanı yoksullaştırmak için ellerinden gelen her kötülüğü yaptılar ve yapmaya da devam ediyorlar.
Kamu kaynakları bilinçli olarak çar-çur edildiği için, millet paylarına düşen refah vasıtalarına bir türlü ulaşamıyor.
Çok ustaca oluşturulmuş olan çok özel 'kayıp-kaçaklar' yüzünden hazinenin havuzu bir türlü dolmadığı, dolamadığı için milletin musluklarından huzur ve refah yerine sadece hava akımları gerçekleşiyor.
Devletin yatırımlarına harcanması gereken kaynakların, çevrelerindeki bir avuç mutlu azınlığın, mutluluklarını ziyadeleştirmek için harcandığından dolayı, hazinedeki delik büyüdükçe büyüyor ve haliyle bu kayıplar halka yansıyor.
Bolluk mutlu azınlığa boşluklar ise millete, kaynaklar mutlu azınlığa, kıymıklar ise halka yansıyor.
Milleti sevdiklerini iddia ediyorlar fakat milleti, yoksul kılmak için, beş kuruşa muhtaç bırakmak için akla-hayale gelmeyecek fırıldaklar çevirmekten geri durmuyorlar.
Gerçekten de bu sevda başka sevda, bu sevdanın türünü, rengini, tadını ve yansımalarını anlamak oldukça zor.
Bu nasıl sevdadır ki, devletin fakir olanını, dolayısıyla milletin de yoksul olanını seviyorlar.
Parası günden güne, haftadan haftaya, aydan aya ve yıldan yıla pula dönüşen devleti seviyorlar devleti yönetenler.
Uzun zamandan beri bu ülkeyi yönetenlerin, sevdaları o kadar doruk noktada ki, özel gayretlerle, bu ülkenin parasını, dünya ülkeleri arasında en fazla değer kaybeden paraların en başına yerleştirdiler.
Artvin'de ve Rize'de Gürcüler, Edirne'de de Bularlar, sele-sepet, heybe-torba neleri varsa doldurmanın peşindeler.
Koskoca yirmi yıldan beri ülkeyi tek başlarına yönetenlerin ülke sevdaları o kadar ileri boyutlarda ki, ülke tarihinin en büyük cari açığını, en büyük iç ve dış borçlanmasını meydana getirmişler ve her vesile ile faize karşı olduklarını söyledikleri halde, kendi dönemlerinde ödedikleri faiz ilk defa ana parayı geçmiş durumda.
Yirmi yıllık yönetimlerinde oluşturdukları fotoğraf gösteriyor ki, bunların millet sevdaları da apayrı bir sevda.
Milletin sürekli geçim sıkıntısı çekenini, daima yardıma muhtaç durumda olanını, her daim, kıt-kanat, ucu ucuna geçinebilenini seviyorlar.
Milletin eline geçen ne varsa, elinde avucunda ne kadar varsa, hepsini akaryakıta, elektriğe, ısınmaya, barınmaya ve beslenmeye harcayacağı şekilde fiyat ayarlamaları yaparak, iki ayağını bir pabuca sokmaya mecbur ediyorlar.
Bu sevda başka sevda, bu sevda ne acayip sevda ki, vatan da millet de bu sevdadan ötürü, böyle sevdakârlardan ötürü, nefes almakta hayli zorlanıyorlar?