Yıllardır süre gelen Arap Baharı projesi bir ülkenin bir rejimin bir liderin daha başını yedi. Sanmayın ki bu iş burada kalacak. ABD'nin BOP kapsamında başlattığı sömürgecilik hayali, dünyayı ele geçirinceye kadar devam edecektir.
Aklımızı başımıza alıp Atatürk'ün bize emanet ettiği şekliyle Cumhuriyetin fabrika ayarlarına dönmediğimiz taktirde çok uzun bir zamana gerek kalmadan BOP kapsamında bizim de başımızı belaya sokarlar, bizi de acımadan paramparça ederler. Allah muhafaza.
Ortadoğu'daki ateşten kurtulmak, birkaç televizyon dizisinde vatandaşın gazını alıp hamaset duygusuyla sözde milli ve dini söylemlerle olmuyor maalesef. Hem de ateşin tam da ortasında cayır cayır yanma noktasındayken…
Birileri bizi yanlış anlamasın! Ne Esad babamızın oğlu ne de Suriye benim vatan toprağım. Biz öncelikle Türkiye Cumhuriyeti Devletinin çıkarını, milletimizin selametini düşünmek zorundayız. Arap Baharı kapsamında BOP eş başkanlığıyla başlayan süreç, bizim başımıza açtığı belalardan başka hiçbir fayda sağlamadı. Gerek siyasi gerek ekonomik gerek kültürel olarak geldiğimiz durum meydandadır. Mızrak çuvala sığmıyor yıllardır…
Gelinen noktada Suriyelilerin bayram etmesi, sevinmesi onları ilgilendiriyor da bizdekilere ne demeli bunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Esad devrildi diye sanki basında yayında siyasette bayram havası esiyor…
Bazıları Suriye'deki son durumun sanki bize fayda sağlayacağını sanıyorlar. Keşke mülteciler evlerine dönse keşke ülkemde hayatımız normale dönse keşke Suriyeli kardeşlerimiz evlerinde vatanlarında huzurla yaşasa, bunu insanlık adına iman ve vicdan sahibi herkes gibi bizde isteriz. Ama durumun hiç de böyle olmadığını anlamak için kahin olmaya gerek yok...
Milletin bunları anlaması için biraz zaman geçmeli, zafer sarhoşluğundan ayılmalı. Gerçekleri göreceksiniz ama her zamanki gibi iş işten geçtikten sonra. Bekleyelim ve görelim "Halep oradaysa arşın buradadır."