KILIÇDAROĞLU PARTİ GRUBUNDA KONUŞTU : ''BİZ MHP DEĞİLİZ!''
KILIÇDAROĞLU PARTİ GRUBUNDA KONUŞTU : ''BİZ MHP DEĞİLİZ!''
Kılıçdaroğlu; ''Biz aklımızı, yeteneklerimizi kullanan, ülkemizi düşünen bir siyasi gelenekten geliyoruz. Biz MHP değiliz" diye konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'de grup toplantısında konuştu. En düşük emekli maaşının artırılması talebiyle 70 bin imza toplayan Gebze Emekliler Derneği yöneticileri, kadın örgütleri temsilcileri ve Agrobay işçileri de grup toplantısına katıldı.
CHP lideri konuşmasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni anayasa çağrısına yanıt verdi.
"Pirincin içindeki siyah taşlardan değil beyaz taşlardan korkacaksın" şeklindeki Japon atasözünü hatırlatan Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın TBMM açılış konuşmasındaki yeni anayasa açıklamasına değindi. Kılıçdaroğlu, "Erdoğan samimi mi? Erdoğan gerçekten ülkesini, insanını seviyor mu, gerçekten adaletten, demokrasiden yana mı? Bu Japon atasözünden yola çıkarak anayasayı size anlatacağım" dedi. Kılıçdaroğlu, mevcut anayasadaki maddeleri okuyarak, "Allah aşkına bana söyler misiniz düşüncesini açıkladı diye hapishaneler dolu ya" dedi.
"BİZ MHP DEĞİLİZ"
Kılıçdaroğlu, "İnsanlık hakkını kullanan, anayasanın kendisine verdiği yetkiyi kullanan birisi hapisteyse, bu anayasa askıda demektir. Merdan Yanardağ niye içeride? Avukatlar niye içeride? 85 yaşındaki emekli paşalar, gazeteciler, aydınlar niye içeride? Düşüncelerini açıkladılar diye. Demek ki Erdoğan gerçek anlamda demokratik ve sivil bir anayasa filan istemiyor. Onun kafasında başka şeyler var. Burada yola çıkarak acaba biz muhalefeti ve milleti nasıl kandırırız arayışı içinde. Ama unutma biz diğer siyasal parti gibi senin önünde biat eden, koşulsuz davranan kişiler değiliz. Biz aklımızı, yeteneklerimizi kullanan, ülkemizi düşünen bir siyasi gelenekten geliyoruz. Biz MHP değiliz" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Anayasa'nın basın özgürlüğünü düzenleyen maddesine de dikkat çekerek, "Devletin bankaları ilanları nereye veriyor? Bir tane demokrasiden ve özgürlüklerden yana olan bir gazeteye, haber sitesine, internete bir ilan verdi mi bugüne kadar? Tamamı nereye gidiyor, havuz medyasına gidiyor. Hani devlet basın özgürlüğünü sağlayacak ve eşit davranacaktı? RTÜK, tam bir infaz kurumu. Havuz medyası ne yaparsa yapsın hiç onları görmez. Ama özgür medya bir yayın yaptığında incelerler. Cümleleri nasıl biz kullanarak o kişileri mahkum ederiz ve ceza veririz diye. Basın İlan Kurumu aynı şekilde çalışıyor. Demek ki, anayasada yer alan basın hürriyetinin gereği yerine getirilmiyor" dedi.
"SEN ONU BENİM KÜLAHIMA ANLAT"
Anayasa'da yer alan ve toplantı, gösteri yürüşü hakkını düzenleyen maddeyi de okuyan Kılıçdaroğlu, Agrobay işçileri ve Cumartesi Anneleri'ne yapılan müdahaleyi hatırlatarak, "Bu anneler diyor ki, bizim eşimiz öldürüldü, mezarı nerede? Evladımız öldürüldü, mezarı nerede? Bari gidip başına Fatiha okuyayım. Bu anneler haftalarca ve haftalarca bunu beklediler. Ellerine silah, sopa almadılar. Sadece ve sadece bizi evlatlarımızın mezarı nerede diye. Yargıladılar bunları, Anayasa Mahkemesi dedi ki 'Hayır bunlar haklı, bunlar evlatlarının mezarının nerede olduğunu istiyor. Eşlerinin mezar yeri nerede onu istiyor'. Ama her cumartesi, Cumartesi Annelerine ters kelepçe vurulur ve bunlar gönderilir. Gözaltına alınır. Evladını, eşinin mezar yerini isteyen bir anneye, sadece bu istek dışında hiçbir şey yapmayan bir anneye ters kelepçe vurmak demokrasi midir? Adalet, hukuk mudur? Anne annedir. Evlatların anneler için ne kadar değerli olduğunu bilmeyen mi var… Bana demokrasi, sivil anayasa, hukuktan söz ediyorlar. Sen onu benim külahıma anlat. Hayatın gerçekliği çok farklı" diye konuştu.
"ONLARIN YANINDA ASKER GİBİ Mİ DURACAĞIM, BİRİLERİNİN DURDUĞU GİBİ"
Agrobay işçileri… Siz anayasal bir hak kullanıyorsunuz. Arkadaş anayasa bana hak verdi, sendika kurma hakkım var. Ben sendika kurmak istiyorum diyorsunuz, geliyorsunuz bir arada sendika kuruyorsun, sendikaya üye oluyorsunuz. Ama kapının önüne konuluyorsunuz. Sarayda oturan zat da bana diyor ki Meclis'te 'Efendim gel, demokratik bir anayasa yapacağız seninle Meclis'te. Beraber yapacağız seninle' diyor. Senin hakkını teslim etmeyen, senin sendika kurma hakkını vermeyen bir kişi ile nasıl masaya oturacağız? Ben senin mi hakkını koruyacağım, yoksa onların yanında asker gibi mi duracağım, birilerinin durduğu gibi."
Kılıçdaroğlu, ücrette adaletin de Anayasa'da yer aldığını belirterek, açlık ve yoksulluk sınırını hatırlattı. Kılıçdaroğlu, asgari ücretin yoksulluk ve açlık sınırının altında olduğunu vurgulayarak, "Ücrette adalet ne oldu? 4-5-6 yerden maaş alanlar var. Yetim kız çocuğunun aylığı 1875 lira. Çalışmayan dul eş aylığı ise 5 bin 625 lira. Sanayide çalışanların yüzde 50'si, giyim sektöründe çalışanların yüzde 70'i asgari ücretle çalışıyor. Devletin resmi rakamları. İnşaat sektöründe çalışanların yüzde 70'ten fazlası asgari ücretin altında bir ücretle çalışıyorlar" dedi.
Kılıçdaroğlu, gençliğin korumasıyla ilgili Anayasa maddesini okuyarak, "Saraya seslenelim, uyuşturucu baronları ile kol kola gezenler kimler? Uyuşturucu baronlarını mahkemelerden, hapislerden çıkaranlar kimler? Türkiye'yi uyuşturucu batağının içine soktular. Türkiye'nin 81 ilinde uyuşturucu bağımlıları var. Bunların büyük kısmı gençlerden oluşuyor. Artık uyuşturucu ile mücadele iktidar mücadelesi olmaktan çıktı, bir milli güvenlik sorununa dönüşmüş durumda. Eğer bu olmadığı taktirde, Türkiye gerçekten de bir narko devlet olacak" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Anayasa'da vergi ödevini düzenleyen maddeye de dikkat çekerek, bebek mamasından vergi alınırken kur korumalı mevduatta ve faizde parası olanların vergi ödemediğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "İşsizsiniz, işsizlik sigortasından aylık alacaksınız. Ondan damga vergisi alınıyor. Vergide de adalet yok" dedi.
"BİZİM KAPIMIZA GELMESİNLER"
Kılıçdaroğlu, Anayasa'nın 83. maddesinde düzenlenen yasama dokunulmazlığına ilişkin de şunları söyledi:
"Milletvekili seçilen Can Atalay şu anda hapiste. Can Atalay seçimden önce Yüksek Seçim Kurulu'na başvurdu, savcılıktan iyi hal kağıdı aldı, başka hangi kağıtlar var bilmiyorum onları aldı. Başvurusunu yaptı. Yargıtay ve Danıştay'dan gelen hakimler dediler ki, sorun yok. Sen seçime girip milletvekili olabilirsin. Seçime girdim, milletvekili oldum. Hapisteyim, çıkarmıyorlar. Yargıtay kalktı ve ceza verdi. Değerli arkadaşlar bu hukuku katletmektir. Bunu yapanlar anayasa değişikliği için bizim kapımıza gelmesinler."
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.