CHP Genel Başkanı Özel'in gündeminde sokak köpekleri vardı
CHP Genel Başkanı Özel'in gündeminde sokak köpekleri vardı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Konya'da iki yaşında Rana bebek, sokak köpeklerinin, sahipsiz köpeklerin saldırısıyla feci şekilde can verdi. Bugün de sabah Erzurum'da 10 yaşında Murat'ımız bir saldırıya maruz kaldı. O da yaralı. Sağlık durumunun iyiye gitmesini temenni ediyoruz" dedi
CHP Genel Başkanı Özel, partisinin TBMM Grup Toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmede bulundu. Konya'da Rana bebeğin sokak köpeklerinin saldırısı sonucu hayatını kaybetmesine ilişkin konuşan Özel, "Maalesef tatsız, konuşmayı dahi insanın istemediği ama kaçamayacağımız gündemler var. Konya'da iki yaşında Rana bebek, sokak köpeklerinin, sahipsiz köpeklerin saldırısıyla feci şekilde can verdi.
Bugün de sabah Erzurum'da 10 yaşında Murat'ımız bir saldırıya maruz kaldı. O da yaralı. Sağlık durumunun iyiye gitmesini temenni ediyoruz. Normalde bu iki olay, Cumhuriyet Halk Partili belediyelerde olsa ve bu aşamada bir şey söylemeye kalksak siyasetin girdabı içinde kaybolur, savrulur, bir yere gider.
Konya ve Erzurum belediyeleri, AK Partili belediyeleri suçlamadan bir şey söylüyorum. Belediye hangi belediye olursa olsun bu yasa yürürlükte olduktan sonra ve bu şekilde uygulandıktan sonra bu tip durumların olması kaçınılmaz" diye konuştu.
"Üç günde rapor verin' diyenler, raporu üç günde hazırladılar"
Kartalkaya Kayak Merkezi'nde meydana gelen otel yangınına ilişkin ise Özel, "Bugün 49'uncu gün. İlk gün de oradaydık, her hafta da burada konuştuk. Taziyeler için oradaydık. 40'ıncı günü oradaydık.
40 günde üç kez gittim Bolu'ya, gitmeye de devam edeceğim. Biliyorsunuz 7 bilirkişi görevlendirildi. Bu arkadaşlardan üç gün içinde rapor istendi. Gece-gündüz çalışıp rapor yazdılar. Teslim edince başsavcı almadı. Neden' Ankara'dan baskı geliyor, 'O rapora bir bakın.' Raporda ne var' Suçlular sayılmış; 'Turizm Bakanlığı sorumlu' diyor, 'Bolu Belediyesi de sorumsuz' diyor. 'Buradan Bakanlığı çıkarın, Bolu Belediyesi' yazın. 'Efendim kanunda yeri yok. Bütün denetimler bunlarda.
Bolu Belediyesi'nin yetkisi yok. Bakanlık yapmamış. Ayrıca Bolu Belediyesi yıllarca AK Parti'deyken de yapılmamış. Ne o suçlu, ne bu suçlu. Görev alanının dışında başka ilçede bu belediye. Bolu, büyükşehir değil.' 'Hayır, bunu böyle yazmazsanız azlinizi isteyin' 'Üç günde rapor verin' diyenler, raporu üç günde hazırladılar" dedi.
"Çayırhan, 543 milyon dolara, yani Seyitömer'in beşte biri fiyatına özelleştirildi"
Çayırhan Maden Ocağı'nın özelleştirilmesi hakkında konuşan Özel, "Çayırhan bedavaya gitti. Haftalarca burada söyledik. Dedim ya 'Bir hediye paketi yapmamış, bir fiyonk takmamışsınız üzerine' dedim.
Bakın şimdi alan Çayırhan'ı nasıl almış' Çayırhan Termik Santralinin değeri 1 milyar dolar. Kömür sahalarının yaklaşık değeri de 3,5 milyar dolar. Toplam 4,5 milyar dolar, bugünkü kurla 164 milyar ediyor. Ve bu 164 milyar liralık, hem kömür sahasını ki 20 yıl önce verilmiş, şimdi geri gelmiş falan, yine veriliyor. Kömür öyle bir maden ki alınınca geriye maden diye bir şey kalmıyor.
164 milyar eden Çayırhan'ı kaça verdiler biliyor musunuz' 20 milyar liraya 35 yıllığına. Taşınmazlar tamamen mülkiyet el değiştirdi. Kömürün kullanım hakkıymış. 35 yıl boyunca çıkaracak yakacak, çıkaracak yakacak. Ve 20 milyar liraya. Üstelik yüzde 20'si peşin, gerisi Türk Lirası üzerinden altı taksitle ödenecek.
Daha önce, bakın daha önce yapılan benzer bir şeye bakalım sırf Çayırhan'ı karşılaştırmak için. Çayırhan 620 megavat, 600 megavatlık Seyitömer özelleştirilmiş 2013 yılında. 2 milyar 248 milyon dolara. 600'lük Seyitömer'den daha çok 620 megavatlık Çayırhan, 543 milyon dolara, yani Seyitömer'in beşte biri fiyatına özelleştirildi" değerlendirilmesinde bulundu.
Et ve Süt Kurumu'nun ithalat kurumu haline getirildiği savunan Özel, "Yalnız inanılmaz işler oluyor burada, dikkatle bakıyoruz. Bunlar bir anlaşma yapmış, bu zincir lokantalar, zincir yemek yenen yerler var. İsim vermeyelim şimdi. İsim verince çoğunun patronu yandaş, burada söyleyeceğim ismini ama çalışanlarına kıyamam.
Millet kızıyor, protesto ediyor, işten çıkarırlar bir şey olur. Bu zincirlerdeki sürekli et satan mağazalar için Et ve Süt Kurumu bir anlaşma yapmış. Onlara 175 liradan getirdiği ithal canlı hayvanı veriyor. Bundan satılmaya hazır haldeki etin maliyeti 270 lira. Ama Et ve Süt Kurumu'nun önünde soğukta -17 derecede kuyruk bekleyenlere 400 lira. Bakın 175 lira canlısını, löp etin maliyeti 270 liraya geliyor zincir marketlerde, onlara her gün istedikleri kadar var 270 liradan. Ama soğukta bekleyen vatandaşa bir kilo sınırı var. Bir kilo.
Amcam oradan gösteriyor, yazık. Şimdi bu vatandaş bir kilo et için -17 derecede kuyrukta bekleyip 400 lira veriyor. Zincir market 270 liradan Et ve Süt Kurumu'ndan bunu alıyor. Yok -17 derecede beklemezsen, gidip de marketten alırsan aynı eti de 750 liraya satıyorlar. Bir yandan Ramazan, iftar sofralarına hep birlikte gidiyoruz. Her gittiğimiz yerde başka bir şey duyuyoruz" ifadelerini kullandı.
"Hepimizin gözü kulağı bir yandan da Suriye'de. Son olayları üzüntüyle, endişeyle takip ediyoruz"
Suriye'nin Lazkiye ve Tartus kentlerinde yaşanan çatışmalara ilişkin Özel şu değerlendirmelerde bulundu:
"Hepimizin gözü kulağı bir yandan da Suriye'de. Son olayları üzüntüyle, endişeyle takip ediyoruz. Suriye'de oluşturulan yalancı baharın havası dağıldığında sivil kayıpların yaşandığına, saldırıların tekrar başladığına şahitlik ettik.
Lazkiye ve çevresindeki Aleviler, Arap Aleviler hedef oldular, katliama tabi tutuldular. Aslında bugünlerin geleceği Hatay'daki akrabalarının, aylardır endişelerinden, serzenişlerinden, onların kanaat önderlerinin bu Meclis'e kadar gelip seslerini duyurmaya çalışmalarından belliydi. Akrabaları var. Türkiye kendi sınırından binlerce, onbinlerce kilometre ötedeki çatışmalı yerlere Birleşmiş Milletler görevi gereğince asker yollayan Türkiye, sınırlarından 65 kilometre aşağıda olan ve adım adım gelen bir katliama ağlayan yurttaşlarının sesini duymadı maalesef.
Biz duyduk, söyledik duyurduk anlattık. Telefon açtık, gölge bakanları görevlendirdik. Ancak 'Merak etmeyin, Suriye yönetimi kontrol altında. Kravat taktı, akıllandı. Tam hakimiyet sağladı. İyiye gidecek, miyiye gidecek' dediler. Esas olarak da yapılması gereken doğruyu yapmadılar. Neydi o doğru' Suriye'yi gerçekten temsil eden, sadece Sünnilerin değil Alevilerin de sadece Arapların değil Türkmenlerin de Kürtlerin de Dürzilerin de temsil edildiği bir geçiş hükümetinin kurulması, burada tüm tarafların temsil edildiği bakanların olması, Suriye ordusunun artık yabancı, dışarıdan gelen, gelirken Tiktok'a 'Cihada gidiyorum, Alevi kesmeye gidiyorum' diyen adamların şimdi ordunun içine alındığı bir sürecin içindeyiz. Dünyanın dört bir yanından gelen cihatçıların görev yaptığı bir orduya, bu insanların hayatı teslim edilemezdi. İşte yapılması gerekenleri yapmadıkları için orada bir büyük katliam yaşandı."
"Biz demokratik Suriye'den yanayız"
Özel konuşmasının devamında, "Biz burada dünyanın neresinde olursa olsun, Filistin ise Filistin'de, Ukrayna ise Ukrayna'da, dünyanın herhangi bir coğrafyasında bir masum kanı akıyorsa onların yanında duruyoruz. Bir de dün utanmadan çıkmış iki ittifak ortağı. Efendim CHP, Esad artıklarının yanında duruyormuş. Ben Esad ile tatile de gitmedim, el ele, göz göze, kol kola gezmedim.
Esad'a hep 'diktatör' dedim. Sırf eski ettiğim güzel laflar yüzüme vurulmasın diye Esad denen adama 'Esed' demeye de başlamadım. Biz demokratik Suriye'den yanayız. Eşitlikten yanayız, barıştan yanayız. Öyle Alevi-Sünni kavgası Türkiye'de Alevi ile Sünni'nin barışının, kardeşliğinin, kol kola girmelerinin her zaman birlikte olmalarının, birlikte ağlamalarının, yaslarının, birlikte gülmelerinin, aşureyi birlikte kaynatmalarının, iftarı birlikte yapmalarının teminatıdır Cumhuriyet Halk Partisi. Teminatı biziz" ifadelerine yer verdi.
Özel, grup toplantısının ardından basın mensuplarının sorusunu yanıtladı. SDG ile Geçici Suriye Hükümeti arasında imzalanan anlaşmayla ilgili soruya Özel, "Şimdi bu anlaşma ile ilgili şu anda dün akşam 8 madde açıklanmıştı. O maddeler takip ediliyordu. Ben buraya gelmeden önce sözcüleri SDG'nin anlaşmanın içeriğine ilişkin çok yapısal farklar söyledi.
Örneğin dün akşamki bilgi, petrol kaynaklarının merkezi hükümete geçecek olmasıydı kontrolünün. Ve SDG'nin Suriye ordusuna katılacağına yönelikti. Ama bugün sözcülerinin açıklaması 'Bütün kaynaklar, petrol kaynakları bizde kalacak, kendi bölgemize asla Suriye Merkezi Ordusu girmeyecek, biz kendi bölgemizi koruyacağız. Ayrıca da sembolik olarak da sınır kapılarına Suriye bayrağı çekeceğiz' dedi. Şimdi birbirinden çok farklı iki durum varken, bu konunun hızla güvenilir kaynaklar eliyle netleştirilmesi gerekiyor. Sonuçta biz Suriye'yi toprak bütünlüğünü koruyacak, Suriye'de çatışmaları bitirecek, tüm tarafları kapsayacak demokratik bir anayasaya ulaşacak şekilde ve bir geçiş hükümetine katkı sağlayacak her türlü adımı doğru adım olarak buluruz" cevabını verdi.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.