AKP’liler 50+1 tartışmasında zamanında ne demişti: Yapboz tahtası değil bu
AKP’liler 50+1 tartışmasında zamanında ne demişti: Yapboz tahtası değil bu
umhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden tartışmaya açtığı cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50+1 sisteminin değiştirilmesi çağrısına AKP'den de destek geldi. Ancak, daha önce Erdoğan'ın 'gündemimizde böyle bir konu yok' dediği sistem değişikliği konusunda bazı AKP'liler de karşı görüş bildirmişti.
2007'de yapılan anayasa değişikliği ile cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle devreye giren 50+1 modeli, yeniden tartışmaya açıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor. Kimin eli, kimin cebinde belli değil" diyerek sistem değişikliği tartışmasını yeniden başlattı.
AKP Genel Sekreteri Fatih Şahin de, "50+1 bu sistemin olmazsa olmazı değil" diyerek Erdoğan'a destek verdi.
Uçaktaki gazetecilerin gündemde bu kadar önemli konu varken, cumhurbaşkanlığı seçim sisteminin değiştirilmesi ile ilgili bir soruyu neden sordukları bir yanda, aslında tartışma yeni bir tartışma da değil.
Sistem ilk kez 10 Ağustos 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçiminde uygulandı ve Recep Tayyip Erdoğan yüzde 51,79 oyla ilk turda cumhurbaşkanı seçildi.
Ancak sistemle ilgili tartışmalar 2018'de başladı. Muhalefetin yüzde 50+1 için ittifaklar kurma girişimi üzerine Erdoğan ve AKP de başta MHP olmak üzere yanlarına aldıkları partilerle Cumhur İttifakı'nı kurdular. Ancak AKP-MHP ittifakı, başından bu yana AKP içinde bazı isimlerin içine sinmedi.
İlk işaret Faruk Çelik'ten geldi
AKP içinde 50+1 sisteminin değişmesi yönündeki ilk çağrı eski bakanlardan Faruk Çelik'ten geldi.
AKP hükümetlerinde uzun süre bakanlık yapan Faruk Çelik'in, cumhurbaşkanı seçilebilmek için yüzde 50+1 oy oranı zorunluluğunun yüzde 40+1'e çekilmesi önerisi getirdi.
Öneriye ilk destek Erdoğan'dan geldi. Erdoğan, "iktidarı, muhalefetiyle el ele vererek" böyle bir değişikliği yapabileceklerini söyledi. Ardından da "muhalefet getirirse değerlendirebiliriz" dedi. Ancak öneriye Cumhur İttifakı ortağı MHP sıcak bakmadı. Faruk Çelik de "Bu benim kişisel görüşümdü" açıklaması yapmak durumunda kaldı.
Ömer Çelik: Yapboz tahtası değil
Erdoğan'ın seçim sisteminin değiştirilmesi konusunda nabız yoklamasında umduğunu bulamaması üzerine AKP'den de bu konunun gündemlerinde olmadığı açıklaması geldi.
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "AK Parti'nin gündeminde böyle bir mesele yok, bunu size çok açık ve net bir şekilde ifade edebilirim. Faruk Çelik değerli bir arkadaşımız beraber siyaset yaptık, halen beraberiz, kendi kişisel görüşünü söylemiş ve bunun üzerine bir tartışma ortaya çıktı. Zaten Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin bir yıllık performansı değerlendirilirken herkes görüşlerini söylesin demiştik. Çeşitli kesimler görüşlerini söylediler, bunların bir kısmı kişisel görüşler, bir kısmı birtakım partilerin ya da sivil toplum örgütlerinin görüşleri olarak ortaya çıktı. AK Parti'nin böyle bir görüşü yok." açıklaması yaptı.
Çelik, "Referanduma götürülmüş bir sistem değişikliği var. Vatandaşımız bu sistem değişikliğine güçlü bir şekilde destek vermiş. Dolayısıyla bu bir yapboz tahtası değil, AK Parti millet iradesine ve halkın iradesine saygıyı en üst seviyede tutan bir partidir, varlık sebebimiz budur. O sebeple vatandaşımızın onayından geçmiş bir şeyi bu kadar kısa bir zamanda herhangi bir toplumsal talep, herhangi bir ihtiyaç söz konusu değilken tekrar değiştirmek gibi bir tasarrufun içerisinde olmayız." diyerek tartışmaya noktayı koydu.
Tartışma iki yıl sonra yeniden başladı
Ancak 2019'da nokta koyulan tartışma 2021 yılında yeniden açıldı. Bu kez tartışmayı başlatan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun açıklaması oldu.
Karamollaoğlu'nun Saray'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'la bir araya geldiği görüşmede, Erdoğan'ın "50+1'in mahsurlu olduğunu anladık" dediğini açıklamasının ardından 50+1 modeli yeniden konuşulmaya başlandı.
Çiçek'ten değişikliğe destek: Türkiye'yi kaosa sürükleyecek
Karamollaoğlu'nun ardından konuyla ilgili ilk üst düzey açıklama, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Cemil Çiçek'ten geldi.
Çiçek, "Yüzde 50+1'in hem bugün, hem de gelecekte sıkıntıya sebebiyet vereceğini, Türkiye'yi kaosa sürükleyeceğini söyledim, yine söylüyorum" ifadeleriyle 50+1 modelinin AKP içinde istenmediğinin işaretini verdi.
Bahçeli tepki gösterdi: Abesle iştigal
Konunun tartışmaya açılmasına Cumhur ittifakının ortağından sert tepki geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Bu sistemin demokratik meşruiyet temeli, yüzde 50+1'dir. Yüzde 50+1 oyla Cumhurbaşkanı seçilmesi, çoğulcu demokrasinin dünyaya emsal teşkil edecek bir şekildir. Milletvekili seçmiyoruz, belediye başkanı seçmiyoruz, cumhurun bütününü temsil edecek Cumhurbaşkanı seçiyoruz. Yüzde 50+1 oyu eleştirenleri anlayışla karşılamamız, bunu felaket olarak yorumlayan karamsarları makul bulmamız abesle iştigaldir." dedi.
Erdoğan topu Meclis'e attı
Tüm bu tartışmalar sürerken seçim sisteminin değiştirilmesi konusunda AKP'nin MKYK'sında da görüşüldüğü ve Erdoğan'ın yüzde 50+1 konusunda Temel Karamollaoğlu'nu görüşmeden sonra yaptığı açıklamayı doğruladığı iddia edildi.
Ancak Erdoğan, partisinin grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlarken "Siyasette yüzde 50+1 tartışması var. Cumhurbaşkanlığı seçiminde gerekli olan çoğunluk yüzde 50+1 sizce değişmeli mi?" sorusu üzerine, "Bunların hepsi maalesef yalan dolan, bu tür şeyler. Bu konularla, özellikle Anayasa değişikliğiyle ilgili karar merci parlamentodur. Parlamento bu konuda bir değişikliğe giderse parlamento değişikliğe gider, adımı da ona göre atılır. Parlamento daha önce Anayasa ile ilgili bu konuda bir karar verdi. Yeni bir karar verir mi vermez mi? Onu da görürüz" diyerek topu TBMM'ye attı.
TBMM Başkanı Şentop: Yüzde 50+1'in doğru olduğu kanaatindeyim
Dönemin TBMM Başkanı Mustafa Şentop da 50+1 kuralını savundu.
Şentop, yüzde 50'nin üzerinde oyun çoğunluğu temsil anlamına geldiğini belirterek, "Ben yüzde 50+1'in doğru olduğu kanaatindeyim." ifadesini kullandı.
Dünyanın bazı ülkelerinde yüzde 50'nin altında oranı kabul eden sistemlerin bulunduğuna dikkati çeken Şentop, "Daha önce 2012'de ilk taslak metin hazırlanmıştı. O zaman bu yüzde 50+1 oy, yüzde 1 değil sadece bir oy öngören sistem kabul edilmişti. Yani bunu yeniden gündeme getirmeyi gerektirecek bir durum yok. Cumhurbaşkanımız da ifade etti. Yani bu anayasa değişikliği gerektiren bir husus." ifadelerini kullandı.
Şu anki sistemin 'ittifaklara mecbur bıraktığı' iddiasının doğru olmadığını söyleyen Şentop, "Esasen sistem ittifaka mecbur etmiyor. Partilerin ittifakını zorlayan bir sistem değil ama bu seçmenlerin ittifakını zorlayan bir sistem. Birinci turda olmadığı takdirde ikinci turda mecburen, seçmenlerin hangi partiden olurlarsa olsunlar, belki partilerinin görüşlerinden farklı olarak ittifak etmelerini zorlayan bir sistem." dedi.
Bozdağ'dan 50+1 savunması: Tayyip Bey gibi güçlü lider bulamayanlar istiyor
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ise Millet İttifakı'nın Parlamenter Sisteme dönüşü içeren anayasa değişikliğine tepki gösterirken yüzde 50+1'in ne kadar önemli olduğuna vurgu yaptı.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin güçlü lider istediğine işaret eden Bakan Bozdağ, parlamenter sistemin güçlü lidere ihtiyaç duymadığını dile getirdi.
Bozdağ, sistem eleştirileri hakkında şunları söyledi:
"Tayyip Bey gibi güçlü bir lider çıkaramayan, böyle bir liderle de milletin huzuruna çıkamayacağını gören altılı masa, güçlü lider aramayan, milletin yüzde 50+1 oyuna ihtiyaç duymayan, yüzde 10'u da yüzde 20'yi de yerine göre yüzde 30'u da yüzde 1'e de iktidarın bir parçası yapma ihtimali barındıran parlamenter sisteme dönmek istiyorlar. Bu da milletin hayrına değildir. Öneriye baktığınız zaman cumhurbaşkanını halk seçiyor. Şimdi düşünün bir ülkede cumhurbaşkanı yüzde 50+1 oyla halkla seçildi ama koalisyon var, başbakan da yüzde 20'yle, 25'le başbakan. Ne olur orada? Yetkiyi halktan alan bir cumhurbaşkanı var arkasında yüzde 50+1 belki daha da çok fazla halk oyu var, destek var ama arkasında yüzde 20 destek olan bir başbakan var. Şimdi bu ayrı meşruiyet tartışmaları başlatacağı gibi öte yandan da cumhurbaşkanını sembolik hale getirmek isteyenlerin hedefine de hizmet etmez. Bunun anlamı cumhurbaşkanıyla hükümet arasında tartışmadır. Hükümet arasında krizdir. Pek çok konuda pek çok meselede cumhurbaşkanıyla hükümeti karşı karşıya getirmektir."
Bozdağ, değişiklik konusu ilk gündeme geldiğinde de, "Yeni sistem toplumsal uzlaşmayı güçlendirir" diyerek 50+1 sistemini savunmuştu.
Bozdağ, "Adayların Cumhurbaşkanı seçilebilmesi için toplumun en az yüzde 50.01'i kadar oy alma ihtiyacı radikal söylemleri bir tarafa bırakmasını, sadece kendi temsil ettiği siyasal akımın değil, başka siyasal akımları destekleyenlerin de oy verebileceği bir dili, üslubu, yaklaşımı ortaya koymasını gerektirecek. Bu da herkesi daha ziyade merkeze çekecek ve toplumsal uzlaşmayı sağlayacaktır" demişti.
Yılmaz ve Kuzu da sistemi savundu: Düzenleme demokrasiyi güçlendirmektedir
O dönem Milli Eğitim Bakanı olan İsmet Yılmaz ise şu açıklamayı yapmıştı:
"Bu düzenleme demokrasiyi güçlendirmektedir. Biz 2002'de yüzde 34 oyla yönetme hakkı aldık. Bundan sonra ülkeyi yönetebilmek için en az yüzde 50 artı 1 almak gerekir. Bu da uzlaşma demektir. Ak Partinin oyu tek başına Cumhurbaşkanı seçmeye yetmez, mutlaka ya MHP ya CHP uyum gösterecek, onların değerlerini de kabul edecek birilerini bulmak lazım."
Dönemin Anayasa Komisyonu Başkanı AKP'li Burhan Kuzu da değişikliği, "Böylece Türkiye'de uç olmayan insanlar kazanır." Diyerek savunmuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yeniden gündeme getirdiği 50+1 sisteminin değiştirilmesi konusunda henüz ittifak ortağı Devlet Bahçeli'den bir açıklama gelmedi.
Bahçeli'nin salı günü partisinin Meclis grup toplantısında vereceği mesaja göre Erdoğan ve AKP'nin tartışmanın yönünü belirlemesi bekleniyor.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.