SARIGÖL'Ü SEVİNDİREN KARAR

 Kararda ”6 adet sondaja dayalı jeotermal kaynak arama  projesi” hakkında alınan  Manisa Valiliğinin “ÇED Gerekli Değildir Kararının”; projenin gerçekleştirileceği alanın yerleşim yerlerine çok yakın olduğu ve yerleşim yerlerinde yaşayan insanları olumsuz etkileyeceği, sondaj kuyularının DSİ kanal istimlak parsellerine yakın olduğu, SK-6 sondaj noktasının güneydoğu kısmında DSİ noktasına uzaklığının 300 metre olduğu, bu durumun nihai Proje Tanıtım Dosyasında açıklanmadığı, Projenin gerçekleştirileceği alanın arazisi, sulama alanı ve yerleşim yerlerine çok yakın mesafede yer aldığı, proje alanının 1. Sınıf tarım ve sulama alanı içerisinde üzüm bağlarının arasında kaldığı, bu alanda projenin gerçekleştirilmesinin tarım ve sulama alanlarını ve insan yaşamını risk ve tehlike altına sokacağı, bu yönüyle işlemin sebep unsuru yönünden sakat olduğu, projenin 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve diğer mevzuatlar kapsamında alınması gereken yasal izinleri ve olurları içermediği, ÇED raporunda sondaj faaliyetlerinde uygulanacak olan acil müdahale planındaki alt yapı çalışmalarının yetersiz olduğu, acil müdahale planı tablosunda çok kapsamlı ve güvenlikli tedbirler içeren önlemler alınmadığı,  alınan önlemlerin bu tip bir proje için sıradan, yüzeysel ve yetersiz olduğu, proje kapsamında açılacak sondaj kuyularının jeotermal akışkanlara ulaşıldığında ortaya çıkacak sıvının aktarımı için açılacak havuzların boyutlarının yetersiz olduğu, sondaj çamur havuzlarının ortaya çıkacak atığın kapasitesine göre çok az ve yetersiz olduğu, toz kristallerinin yakın bölgede bulunan bitki türleri üzerinde birikerek fotosentez ve solunum kapasitelerinde düşüşe neden olacağı, tozun oluşmasını engellemek için sulama dışında oluşturulmuş hiçbir önlem bulunmadığı, tozun ağaçlar üzerine düşmesi ile ağaçların fotosentez yapamayacağı ve ağaçların öleceği, bu hususun değerlendirilmediği ve bu yönden alınacak önlemlerin açıklanmadığı, projenin hem hayvanlar hem de bitkiler üzerinde olumsuz etkileri bulunduğu, gürültünün hareketli fauna türlerinin alandan uzaklaşmasına neden olacağı, proje alanının depremsellik bölgesinde olan yüksek tehlikeli yerler arasında yer aldığı, jeotermal akışkanlarda bulunan kirleticilerin sıvı ekosistem ve karasak ortamı etkileyerek nehir ya da akarsuların içine karışarak su kimyasını değiştirdiği, bu sularla sulanan arazilerin toprak yapısının değişeceği, arazilerin kirleneceği, proje alanında ve yakın mesafede su kaynaklarının bulunduğu, yapılacak projede yer altı ve yer üstü su kaynaklarının nasıl korunacağı, kirlenmemesi için ne gibi önlemler alınacağının detaylı şekilde açıklanmadığı, projeye konu yerlerin bir kısmının büyük ova koruma alanları içinde yer aldığı, projenin çevreye birçok yönden olumsuz etkisinin olacağı, jeotermal atıksuların hem sulama suyunda hem de su ile sulanan topraklarda olumsuz etkiler oluşturacağı, dolayısıyla bu alanlarda tarımı yapılan bitkilere özellikle de bora çok duyarlı olan üzüm bağlarına zarar vereceği, usulüne uygun açılmayan kuyular, yüzey ekipmanları, seperatörler, buhar boruları, silencerler, kondenserler ile atmosfere yoğuşmuş buhar atımı olacağı, soğutma kuleleri reenjeksiyon sisteminin gereği gibi çalıştırılmaması ve soğuyan suyun derelere başaltılmasının başlıca kirletici kaynaklar olduğu, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek yürütmesinin durdurulması ve bilahare iptali istenilmektedir.'' denildi...