Yandaşa ‘kar garantisi’ verenler çiftçiye ‘alım garantisi’ vermiyor
Çorum'un Alaca ilçesinde bir çiftçi, tarlasından satamadığı patatesleri vatandaşlara ücretsiz olarak dağıttı.
Alaca'da çiftcilik yapan Mahmut Tonbul, 10 dönümlük alandan hasat ettiği patatesi satışa çıkardı. Anlaşma sağladığı bir tüccarın patateslerin bir kısmının ebatlarının küçük olduğunu bahane ederek patatesleri almamasına tepki gösteren Tonbul, ilçe merkez ve köylerden isteyenlerin tarlaya gelip patatesleri ücretsiz alabileceğini haber verdi. Bunun üzerine vatandaşlar tarlaya gelerek, patatesleri topladı.
Ortalama bir yumurtanın 2 katı büyüklüğündeki patatesin, bu yıl tüccar tarafından satın alınmadığını, tüccarın tarladan patatesi ortalama 4 liradan satın aldığını belirten Mahmut Tonbul, "Geçen yıl biraz daha iyiydi. Bu sene de verim iyi ama maliyetler yüksek.
Tüccar patatesin yarısını alıyor, yarısını yerde bırakıyor. Çiftçi, bu yıl para kazanamaması nedeniyle gelecek yıl patates ekemeyecek. Tarlada kalan patatesi halkımıza dağıtıyoruz, halkımız tüketiyor ama biz de yaptığımız masrafın karşılığını almak istiyoruz" diye konuştu.
Tüccarın tarladan boyutu nedeniyle almadığı patatesin manavda 12 liraya satıldığına dikkat çeken Tonbul, bu nedenle tarlada kalan patatesi vatandaşlara ücretsiz verdiklerini sözlerine ekledi.
'Çiftçiye alım garantisi versen kimse aç kalmaz'
Çifçi Mahmut Tonbul "Havalimanı yapıyorsunuz uçuş garantisi veriyorsunuz, köprü yapıyorsunuz araç garantisi veriyorsunuz. Bu garantileri vereceğine çiftçiye alım garantisi versen hiç kimse aç kalmaz. Çiftçi zarar ettiği için ekip biçemiyor. Ben bir hafta önce Kayseri'deyim. Kayseri'nin bir ilçesinde şeker pancarı üreticisi 'bu sene ekmeyeceğim, zarar ediyorum, uğraşıyorum, didiniyorum elektrik maliyetini karşılayamıyorum, işçi maliyetini karşılayamıyorum, tohum maliyetini karşılayamıyorum. Ben zarar ediyorum niye ekeyim ki' dedi
"Emeklerimiz hükümetin borçlandığı makamlara satılmış vaziyette"
Çiftçi ekmeyince, zarar edince ne oluyor? Biz o mamulü bir şekilde yurt dışından almak zorunda kalıyoruz. Yurt dışından almamız için bize dolar lazım. Bu sefer de dolar bulmak için borçlanmaya başlıyoruz. Dolayısıyla sizin emeğiniz hükümetin borçlanmasına tapulanmış bir şekilde ne kadar çalışırsanız çalışın o emeği biz aslında borçlandığı tekellere satıyoruz. Bizim emeklerimiz hükümetin borçlandığı makamlara satılmış vaziyette. 50 yıllık emeğimiz ipotek altına alınmış şu anda! Ben, '100 yıllık emeğimiz de ipotek altına alınmasın. En azından çoluğu çocuğu kurtaralım çünkü bu zihniyet bizi iyi bir yere taşıyamayacak' diyorum.