HARAMİLERİN SALTANATI YIKILIYOR
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Maltepe Miting Alanı’nda ‘Milletin Sesi’ mitingi düzenlendi. Sabah erken saatlerinden itibaren miting alanının çevresinde güvenlik önlemleri alındı. Miting alanına çıkan bazı yollar trafiğe kapatıldı. Alanda büyük ana sahnenin dışında sekiz ekran konulurken, yurttaşlar tek bölgeden 50’nin üzerinde arama noktasından geçerek alana girebildi.
Enginyurt ile Nas arasında sözde Ermeni Soykırımı tartışması
00:00
Previous
PauseNext
00:33 / 08:12
Unmute
Fullscreen
Copy video url
Play / Pause
Mute / Unmute
Report a problem
Language
Share
Vidverto Player
Türk bayrağı ve CHP bayraklarının taşındığı alanda bazı yurttaşların üzerinde CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun fotoğrafının basılı olduğu t-shirtler de giydikleri görüldü. Tüm siyasi parti ve STK’ların da davet edildiği mitingde protokol kuralı uygulanmadı.
Mitingde kürsüye Kemal Kılıçdaroğlu’ndan önce vatandaşlar çıktı. Kılıçdaroğlu konuşmaları kalabalığın arasında dinledi. Kürsüye Gezi’de hayatını yitiren ve Gezi davasında tutuklananların aileleri çıktığında ‘Her yer Taksim her yer direniş’ sloganları atıldı.
GEZİ AİLELERİ: BU ADALET TALEBİ GÜZEL GÜNLER İÇİNDİR
Gezi aileleri kürsüye gelerek bir konuşma yaptı. Mitingde aileler adına konuşan Meriç Ataman, şunları söyledi: “Merhaba. Gücünü özgürlük ve eşitlikten alan, dayanışmayı büyüttüğümüz ama en çok da umuduumuzu geleceğe taşımamıza vesile olan Gezi Direnişi’nin adalet talebini bugün bir kez daha bu meydana taşıyarak demokrasiye güç veren herkese merhaba. Bu adalet talebi gelecek güzel günler içindir. Bu adalet talebi, kentlerimizin yağmalanmadığı, kamu kaynaklarımızın yok edilmediği, derelerimizin özgür aktığı geleceğimiz içindir. Bu adalet talebi, yargının bağımsız olduğu, yaşama sahip çıkan seslerin duyulduğu, mesleklerinin gereğini yapan hak savunucularının tutsak edilmediği bir ülke içindir. Bu adalet talebi; Ethem’in, Ali İsmail’in, Medeni’nin, Hasan Ferit’in, Abdocan’ın, Ahmet’in, Mehmet’in ve Berk’in’in özgür düşleri içindir.”
‘BİZE EKMEK BIRAKMADILAR’
Ataman’ın konuşmasının ardından kürsü yurttaşlara bırakıldı:
Atık kağıt toplayıcısı Nusret Güllü: Okumuşluğum olmadığından herhangi bir hata yaparsam hepinizden özür dilerim. Şirinevler’de 25 senedir ikamet ediyoruz, önce davul zurna çalıyorduk o bitti, şimdi çekçek çekiyoruz onu da elimizden aldılar, davulu da elimizden aldılar, ekmek bırakmadılar. Pazarlardan artıkları toplayarak onlarla geçiniyorduk. Şimdi domates oldu 20-25 lira o ezik domatesi de atmıyorlar artık, onu da toplayamıyoruz. Geçen gün kadın ayakkabısıyla geziyordum bunu da (terlik) çöpün dibinde buldum, bununla geziyorum. Bizim yapacağımız hiçbir şey kalmadı artık ‘dur’ demenin zamanı geldi. Herkese teşekkür ediyorum.
‘BİR EKMEK 5 LİRA BUNU ALAMIYORUZ’
65 yaşında çalışmak zorunda kalarak bulaşıkçılık yapan Nazife Canoğlu: Ben 70 yılından beri Türkiye’de yapmadığım iş kalmadı. İki senedir yardımlarla ayakta duruyorum. 3 bin lira maaşım var, 1600 lira kira. Faturalar vs. gerisini siz hesaplayın. Beni idama götürseler söylemeye devam edeceğim. Bir ekmek 5 lira biz bunu bile alamıyoruz. Ben hayatta ne böyle zam ne pahalılık gördüm. Bir makarna 5 lirayken şimdi 20 lira, ben emekliyim veremiyorum. Şunu demek istiyorum gelin seçelim. Gelin doğru yolumuzu kendimiz bulalım. Hakkımızı arayalım. Kim geliyorsa başa hakkımızı korusun.”
‘VATANDAŞ EVİNE ET SOKAMIYOR’
20 yıldır kasaplık yaptığını söyleyen Fatih Uludağ: 20 yılın en kötü zamanını yaşıyorum. Benim çıraklık zamanında ustalarım bize dedi ki ihtiyaç sahiplerini geri çevirme. Şu zamanda bir ihtiyaç sahiplerine bir parça et veremiyoruz. Çünkü tezgahımıza koyduğumuz eti satamadan zamlı et alıyoruz. Sanayi tipi elektrik kullanıyoruz 8-10 bin TL elektrik faturası ödeyen kasaplar var. Vatandaş evine et sokamıyor. İki gün önce 15 liralık kıyma istedi yemek yapmak için. Bir dolma biberi doldurmayacak kıymayla dört kişi yemek yiyecek. İnsanlar misafirlerine et alamıyorlar bırakın kırmızı eti tavuk alamıyorlar. Biz hükümete dileklerimi ilettik devlet büyüklerimize de söylüyoruz. Bizim normalde çöpe atığımız kemikler raflarda yerini aldı.
‘ANNELERİ BU HALE GETİREN SİSTEM UTANSIN’
Temizlik işçisi Muazzez Süngür: Eşim apartman görevlisi iki tane çocuğumuz var. Ben eşime yardımcı olabilmek için yarım zamanlı ev işçiliği yapıyorum. Aynı zamanda ben bir anneyim. Çocuklarımı okumasını ve bizden daha iyi yaşamsını istiyorum. Her geçen gün bu umudum azalıyor. Şimdi acaba çocuklarımı karını nasıl doyuracağız diye düşünüyoruz. Ben 8 yaşındaki .Çocuğumla markete gidemiyorum olur da bir şey ister de alamam diye. Anneleri bu hale getiren sistem utansın.
KILIÇDAROĞLU: KİMSE UMUTSUZLUĞA KAPILMASIN, AZ KALDI
Vatandaşların ardından söz alan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, toplumun tüm kesimlerine seslendi, “Haramilerin saltanatı yıkılıyor, az kaldı” dedi. CHP lideri özetle şunları söyledi:
‘TEK AMAÇLARI KORKU İKLİMİ YARATMAK’
Kimse umutsuzluğa kapılmasın, haramilerin saltanatı yıkılıyor! 5 yıl önce ilk adımı attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az kaldı. Bu kentin, bu meydanlarında, tarlalarında, fabrikalarında, üniversitelerinde özgürce kucaklaşacağız. Az kaldı.
Birileri Türkiye’yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor, insanları korkuyla sindirmek istiyor. Yaratılmak istenen bu korku ikliminin aparatlarını hepimiz çok iyi biliyoruz. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu kaçakçıları, baronları, paramiliter yapılar, beşli çete, yandaş medya, insan ve silah kaçakçıları; hepsi birlikte çalışıyor. Bunların tek amacı var, korku iklimi yaratmak ve bu iklimden nemalanmak. Bunu hem siyasi hem finansal olarak nemalanmak için yapıyorlar. Bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyorlar. O ve sarayı giderse kaos olur algısının peşindeler.
‘PARTİLERİ KAPATMAYA HAZIRLANIYORLAR’
İnsanları gece yarısı tutukluyorlar, okulları basıyorlar. Tweet attı diye çocukları okullarından alıyorlar. Doğayı savunanlara hapis cezası veriyorlar, bebekleri babalarından annelerinden koparıyorlar. Hapse atılan gazeteciler, siyasetçiler… Siyaset yasakları… Şimdi bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar.
‘DİLLERİN TEK BİR KELİME VAR’
Konserleri yasaklıyor, Kürtçe müziğe tahammül edemiyorlar, sanatçıları mahkemede süründürüyorlar. O yasak, bu yasak, şu yasak… Gençler, eğlence, mizah, yaşam tarzı, özgürlük… CHP olarak bizler gençlerden, Atatürk’ün dediği gibi fikri hür, vicdanı hür bir nesil bekliyoruz. Gençlerimizin her biri fikri hür, vicdanı hür ve irfanı hürdür.
‘GENÇLERE EĞLENCE YOK’
Gençler, iktidar değişti, ülkeye bolluk bereket geldi, huzur geldi, hak hukuk adalet geldi diye yetinmeyeceksiniz. Nerede hata görürseniz, bizi özgürce eleştireceksiniz. Eleştirmekten korkmayacaksınız. Saray rejiminde gençlere eğlence yok, bolca uyuşturucu, bahis, kumar var. Memleketi bir uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Türkiye’de her gelir grubuna göre pazarlanan uyuşturucular var.
‘KULLANIŞLI APARATLARLA KAVGA EDECEĞİZ’
Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasilere suikast hazırlığı… Biz kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz ve kazanacağız. Bu haklı davamızın önünü kesmek için sürekli güvensizlik ortamı yaratmak istiyorlar, başaramayacaklar, biz kazanacağız. Sarayın üstünü örtmek istediği ekonomik krizin acı gerçeklerini az önce dinlediniz. Ülkemiz ağır bir ekonomik buhranın içinde. Bu hakka, hukuka, adalete sırt çevirmenin sonucu. Bu ekonomi, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde geçinemiyor. Gençleri umutsuzluğa mahkum etmek istiyorlar.
‘YALAN, YALAN, YALAN…’
Gençlerin yüzde 70’i yurt dışına gitmek istiyor. 550 bini gitti bile. Bu saray ve şürekasının tek yapabildiği hamasi söylemler. Onların hamasi söylemlerinden de yalanlardan da bıktık. Hep aynı muhabbetleri yapıyorlar. Ağızlarını açtıklarında yok 2023, yok 2071 yok dış güçler yok Almanlar bizi kıskanıyor yok efendim anlaşmalarda gizli maddeler var… Bunların tamamı yalan yalan yalan!
‘BİZ BU DEĞİŞİME HAZIRIZ’
Çok uzun süredir söyleyecekleri elle tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı, uzun zamandır değişim rüzgarları esiyor. Türkiye değişime hazır. Çiftçimiz, işçisi, memuru, bürokratı, esnafı, sanayicisi, tüccarı, ithalatçısı, turizmcisi, taksicisi bu değişime hazır. Bu değişime gençler hazır, kadınlar hazır. Biz bu değişime hazırız.
‘SUÇ İŞLERİ BAKANI…’
Kollarımızı sıvayıp hemen çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız. Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan kafalarına inmek zorundayız. Sarayın ve fotoğrafçı suç işleri bakanının elinden yetkiyi aldığımızda, hepsinin, bu beşli çetelerin defterini dürmek zorundayız. Bunların düzenine çomak sokacağız. Kan emicileri sırtımızdan söküp atacağız.
‘BU DÜZEN HARAMİLERİN DÜZENİ’
5’li çetelere, mafyalara, baronlara seslerini çıkarmayanlar; iyilikte yarışan belediyelerimize baskı kuruyor. Onların halka hizmetini engellemek istiyorlar. Belediye başkanlarımız siyasi talimatla kurulan bütün baskıları, kumpasları aşarak, entrikaları boşa çıkararak halka hizmetlerini sürdürüyorlar. Bu düzen, haramilerin düzenidir.
‘BİR HAFTA KARANLIKTA KALDIM’
1 hafta süreyle karanlıkta kaldım biliyorsunuz. Ben neoliberalizme karşıyım, bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa dengesini bulur söylemine karşıyım. Toplumun belleğine yerleşen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleşmeye dönüştü. İnsanların geçim kaynaklarını korumak için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum. Vergide indirim istiyorum ama bunu yapabilmek için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir temele oturtulması gerektiğine inanıyorum. Mali sorumluluğa inanıyorum. Vatandaştan toplanan verginin hesabının vatandaşa verilmesi gerektiğine inanıyorum.
‘İKİ KADIN GAZETECİ TEHDİT EDİLİYOR’
2 kadın gazeteci, işlerini yaptıkları için tehdit ediliyor. Paramilerlere, mafyalara, baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere, SADAT’a sesleniyorum… Olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına zarar gelirse, siz kendinizi unutun!
‘GİTMEK ZORUNDALAR, GİDECEKLER…’
Türkiye’ye gelen kaçakların, Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde sınır namustur anlayışı var. Yol geçen hanına dönen sınırları koruyamayanlar devleti yönetemezler. 8 milyon kişiyi başımıza indirdiler, bu yük taşınamıyor. Gitmek zorundalar, gidecekler. Davul zurnayla, kardeşçe göndereceğiz. Kimse unutmasın; biz ırkçı değiliz, ırkçılığa karşıyız. Bu temiz milletin alnına bir kara leke sürülmesine izin vermeyeceğiz. Ortadoğu barış ve işbirliği teşkilatını kuracağız, Suriye’ye, orta doğu’ya barış getireceğiz. Bizim ilkemiz Atatürk’ün söylediği Yurtta Barış Dünyada Barış ilkesidir.
TÜM KESİMLERE SESLENDİ: BİRLİKTE OLMAK ZORUNDAYIZ
İnsanlar arasında eşitlik istiyorum; hak eşitliği… Fırsatların eşitliğini istiyorum. Değerle siyaseti yapılsın istiyorum. Demokrasiye saygı, işbirliği değerleri üzerinden var olalım istiyorum. Dindarı, Türkü, Kürtü, sağcısı, solcusu, liberali, 84 milyona ülke elden gidiyor, birlikte olmak zorundayız, birlikte mücadele etmek zorundayız! Vatan bizim vatanımız, bayrak bizim bayrağımız.
‘ESKİ TARTIŞMALARI BIRAKALIM’
Atatürk’ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı gibi, neye inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak zorundayız. Demokrasi ve adalet mücadelesini kimseyi ayırmadan, dışlamadan hep birlikte vermeliyiz. Emekçiler, toplumun tüm kesimleri, iş insanları, esnaf, kadınlar, emekliler, bilim insanları, beyaz yakalılar; insanca yaşayacağız, kardeşçe ve hakça bölüşeceğiz.
‘GENÇ MUHAFAZAKARLARA SESLENDİ’
Genç muhafazakarlar; bu sorunlar hepimizin sorunu, bir kısımının değil. Bu senin de sorunun. İl Başkanımıza siyaseti yasaklayan zihniyet senin nafakanı kesmek istiyor, seni köleleştiriyor. Sesini yükseleceksin itiraz edeceksin. Aynısı sana da yapılacak. SADATçıların toplantılarında sen yoksun. Vatana ihanet suçu işlenirken erkekler oturdu yeni anayasa yazdı, sen orada yoksun ve olmayacaksın. Genç muhafazakar kardeşim, bu seçimde kararsızım diyemezsin. Kayıtsızlık bir cevap değildir, bir sondur. Kayıtsızlık saldırganın dostudur. Saldırgana karşı dik durmalısın, onurlu durmalısın.
‘SÖZ VERİYORUM İKTİDAR OLDUĞUMUZDA DEĞİŞMEYECEĞİM’
Bazıları hala öğretilmiş çaresizlikle bir partinin ve parti liderinin halkını dinlemesini zayıflık gibi algılıyorlar. Bir liderin kibar olmaması gerektiğini söylüyorlar. İyi kalpli olmayı zayıflık gibi gösteriyorlar. Biz birlikte oluyoruz, birlikte iktidar oluyoruz. Ben iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim, neysem oyum! Kibar olmayı, dinlemeyi, dezavantajlıların derdine koşmayı değiştirmeyeceğim, inadına koşacağım!
‘YÜZÜKLE YOLA ÇIKTILAR MİLLETİN CELLADI OLDULAR’
İyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler, bir yüzükle yola çıkanlar bugün milletin celladı haline geldiler. Onlar saraylarda fink atıyorlar, millet ise aç. Kendi celladınızı seçmeyin. Bu bir şov değil, demokrasi arayışı; ciddi olmak zorundayız, ahlaklı olmak zorundayız, vicdanımızı dinlemeliyiz, ahlaki değerleri yüceltmek zorundayız.
‘HATALARDAN DERS ÇIKARDIK’
Aman CHP geçmişte böyle yaptı diyorlar. Evet, hatalar oldu; biz bugün çok mükemmel bir parti iddiasında da değiliz ama hatalardan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Siz de Allah da şahidimdir ki, kendimizi geliştirmek ve düzeltmek için çok çaba harcıyoruz. İnanmaktan, denemekten, öğrenmekten şükretmekten vazgeçmeyenlerin başına harika şeyler gelir. Biz şu an bu ortamdayız. Tam anlamıyla mükemmel olmasak da mükemmel bir göreve talibiz. İşsizlere iş sağlamak, ülkeye kardeşliği getirmek, milleti huzura kavuşturmak… Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği, bölgesinde ve dünyada saygınlığı olan bir ülkeyi yeniden inşa etmek…
‘BİZE KATILIN…’
Bu söylediklerime inanıyorsanız, bize katılın. Akılcı bir ekonomi yönetimine katılıyorsanız, Silivri korkusu olmadan konuşmak istiyorsanız bize katılın. Barış Akademisyenleri görevlerine dönsün, harp okulu öğrencileri serbest kalsın diyorsanız bize katılın. Çevreyi önemsiyorsanız, eğitim ve sağlık için daha çok bütçe ayrılsın istiyorsanız bize katılın. Çocuklarınızı bu ülkede tutmak istiyorsanız bize katılın. 128 milyar doların nereye gittiğini bilmek istiyorsanız bize katılın. İsraf haramdır, yandaş kayırmak haramdır diyorsanız bize katılın.
‘GELİYOR GELMEKTE OLAN’
Asgari ücretli açlık sınırına mahkum olmasın diyorsanız bize katılın. 3600 ek gösterge ve EYT sorunu çözülsün diyorsanız bize katılın. Çocukların geleceğini düşüyorsanız bize katılın. Komşusu aç yatarken tok yatan bizden değildir felsefesine inanıyorsanız bize katılın. Bu ülkede barış istiyorsanız, aş, iş istiyorsanız bize katılın. Kamu yönetiminde liyakat olsun diyorsanız bize katılın. Herkesin inancına, yaşam tarzına saygı duyulmasını istiyorsanız bize katılın. Süleyman Şah türbesi vatan toprağına dönsün, tank palet fabrikası Katar’ın elinden alınsın diyorsanız bize katılın. Cumhuriyetimizin 2. yüz yılına girerken tertemiz sayfa açmak için, ülkemize çöken zifiri karanlığı parlak bir aydınlığa kavuşturmak için, görüşü, inancı, kimliği fark etmeksizin bu ülkenin bütün onurlu insanların haklarını sonuna kadar savunacağım. Bu ülkeden çalınanları geri alacağıma bir kez daha söz veriyorum! Sevgili halkım, kim olduğunu asla unutma; geliyor gelmekte olan!”