750 yıllık Van Ulu Cami aslına uygun restore edilecek
Eski Van Şehri'nde yer alan Selçuklu dönemi eseri tarihi Van Ulu Cami ve minaresi restorasyon çalışmaları çerçevesinde aslına uygun şekilde yeniden inşa edilecek.
Birçok medeniyetten izler taşıyan Van Kalesi'nin güneyindeki Eski Van Şehri'nde yer alan camiler bölgesi yeniden ayağa kaldırılıyor. Eski Van Şehrindeki yapıların ayağa kaldırılması için Van Valiliği ile Kültür ve Turizm Bakanlığı 'Kültürel Mirasımızı Koruyor, Geleceğe Taşıyoruz' projesi çerçevesinde restorasyon çalışması başlattı. Projeyle birlikte 750 yıllık Van Ulu Camii başta olmak üzere; Kızıl Minareli Cami ve Miri Ambarı restore edilerek görkemli yapısına kavuşturulacak.
Yıkılma tehlikesi olan minarenin sökümüne karar verildi
Restorasyon çalışmaları kapsamında statik yük dengeleri hesaplanan cami minaresinde 26 santimetre ayrılma tespit edildi. Minare çekirdeğinin ise mukavemetini yitirmesinin ardından Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından minarenin kaide kısmına kadar tamamen sökümüne karar verildi. Minarenin sökümü ise bazı kesimler tarafından eleştiri konusu olurken, yüklenici firma tarafından bir açıklama yapıldı. Firma, savaş ve depremlerde büyük hasar alan ve bu yüzden yıkılma tehlikesi olan minareyi yine restorasyon çalışmaları kapsamında aslına uygun şekilde inşa edeceğini bildirdi.
Akdamar kilisesi yani tecavüz adası!
"Kente giren Ermeniler, karşılarına çıkan herkesi kurşuna dizmişti. Can derdine düşen silahsız köylüler, Van Gölü'ne doğru kaçmaya başlamıştı.
İşte o anda Van ile Akdamar Adası arasında taşımacılık yapan vapurlar imdatlarına yetişmişti. Çaresiz halk, Ermeni zenginlere ait bu vapurlara doluşmuştu.
Asıl katliam da burada yaşanmıştı. Vapur, gölün tam ortasına gelince Ermeniler, Türk erkeklerini vahşice katledip, cesetlerini suya atmıştı. Kadınlar ise Akdamar'a götürülmüş, ömürlerinin sonuna kadar Ermenilerin tecavüzüne uğramıştı."
"Van Gölü'nün ortalarında, vapurda pusuya yatan Ermeni Çeteleri, insafsızca Türk çocuklarının tamamını keserler ve göle atarlar. Van Gölü'nün suları, Türk'ün kanı ile kırmızıya boyanır.
1.723 masum Müslüman-Türk kadınına tecavüz edildikten sonra katledilerek, onlar da Van Gölü'nün sularına bırakılır ve tecavüz ettikleri kadın-kızlardan 106'sı intihar eder. Ayrıca; genç olanlardan 274'ü de "sürekli tecavüz" maksadıyla bu hain kilisede tutulur." (Arzu Özok 'Tecavüz Adası' yazısından Erciyes Dergisi, Şubat 2012)
"Akşam oldu mu bizim içimize Ermeniler gelirdi. 150 tane kadar kadın içinden 10-11 tanesini seçip götürürlerdi. Sabaha kadar bu kadınlara tecavüz ederlerdi. Bu kadınlar öyle olurdu ki kan revan içinde kalır, bırakıldıklarında bacaklarını gere gere yatar, oturamayacak durumda kalırlardı" diye anlatan Seher'i…
Defalarca tecavüze uğrayan 7 yaşındaki Fatma ve 9 yaşındaki Güfaz'ı…
Zorla götürülürken kendilerini köprüden Mermit Çayı'na atan iki taze gelin; Zahide ve Fatma'yı…
Derviş Efendi'nin, gözleri önünde tecavüze uğrayan kızları Hayriye ve Şadiye'yi…
Ağzına balta sapı büyüklüğünde bir kazık çakılan, dili koparılıp bu kazığın üstüne çivilenen 70 yaşındaki Gevaş müftüsünü…(tanık ifadelerinden) unutmak mümkün mü?
irinci Dünya Savaşı sırasında Van'ın Zeve Köyü'nün bütün halkı, kadın, çocuk ve yaşlı demeden, Ermeniler tarafından öldürülmüştü.
Ermeni zulmü ile katledilen ve tecavüze uğramamak adına namusları uğruna intihar eden; 50 genç kız vardır Van gölünün dibinde ve tarihinde…
İşte bu sebeple Akdamar Adasının adı tarihe 'Tecavüz Adası' olarak geçmiştir.
2008'de "Medeniyetler ittifakı" için İspanya'da bulunan Başbakan Erdoğan, bu ülkedeki temasları çerçevesinde Europa Press adlı ajansın düzenlediği kahvaltılı toplantıya onur konuğu olarak katıldı. Burada soruları cevaplayan Erdoğan, ABD'nin, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddiaları ile ilgili tavrı konusunda sorulan bir soruya şu cevabı verdi:
Bush'la Rice'ı övdü
"Sözde Ermeni Soykırımı konusunda gerçekten bu son dönemdeki gelişme, özellikle mevcut Amerikan yönetiminin hassasiyetiyle şu anda ertelenmiş gözüküyor. Yani burada Sayın Başkan Bush olsun, diğer bütün ekibinin içerisindeki yöneticiler olsun, hepsi de, Sayın Rice de olmak üzere hakikaten yoğun bir gayret gösterdiler."
Ardından Ermeniler için AKP iktidarının neler yaptığını anlatan Erdoğan şunları söyledi: "İktidara geldik. Türkiye'ye uçak seferleri yoktu. Biz Erivan'a hava kapılarını açtık. Van Gölü'nde Akdamar Adası'nda Ermeni Ortodoks kilisesi vardı. Bu kiliseyi biz devletin hazinesinden restore ettirdik ki bunlar mesaj olsun diye. Bununla da kalmadık. Şu anda Türkiye'de 40 bin civarında Ermenistan'dan kaçıp Türkiye'ye gelen Ermeni var. Biz bunları iade etmedik. Niye? Kaçtıklarına göre sıkıntıları var, dertleri var." dedi.